AbdiBio Grup Başkanı Dr. Ali Özüer, AbdiBio’nun üretim kapasitesi, teknolojisi, Ar-Ge çalışmaları ile Türk ilaç sektörü için önemini değerlendirdi.
2018 yılında onkoloji alanındaki ilk biyobenzer ilaçları sayesinde ülkenin sağlık harcamalarında 80 milyon dolar tasarruf sağlandığına dikkat çeken Özüer, “Bilimin ışığında, inovasyonu odağımıza alarak yüksek teknoloji ile geliştirdiğimiz tedavi yöntemlerini her insan için erişilebilir kılmak hedefiyle var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” diyor.
Türkiye’de ilaç sektörünün lideri olan Abdi İbrahim, uzun soluklu planlama ve stratejilerle dünyada etkili bir oyuncu olma hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin odağında yer alan biyoteknoloji çalışmaları ise AbdiBio çatısı altında toplanıyor. Biyoteknolojinin Abdi İbrahim ve Türk ilaç sektörünün geleceği için büyük önem taşıdığını belirten AbdiBio Grup Başkanı Dr. Ali Özüer, şirketin 2025 stratejisi çerçevesinde, Türkiye’nin bir numaralı biyoteknolojik ilaç üreticisi olma hedefiyle çalıştıklarını söyledi. Özüer, şöyle dedi: “AbdiBio, Türk ilaç sektörünün 21 yıldır kesintisiz lideri olan Abdi İbrahim’in yenilikçi ve vizyoner bakış açısının eseri. Biyoteknoloji, değişen dünya şartlarında devletlerin milli öncelikler kapsamına aldığı bir alan. Biz de 2018’de 100 milyon dolarlık yatırımla açılışını yaptığımız AbdiBio’da kendi biyoteknolojik ilaçlarımızı geliştirip uluslararası standartlarda üretmeyi hedefliyoruz. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere global pazarlara ihracat yaparak çifte katma değer yaratmak istiyoruz. Özetle dışarıya döviz vermektense, döviz kazanma vizyonumuzla projelerimizi sürdürüyoruz.”
Türkiye’nin en büyük biyoteknolojik ilaç üretim tesisi: AbdiBio
Esenyurt’ta son teknoloji ile üretim yapan AbdiBio’nun, Türkiye’nin en büyük biyoteknolojik ilaç üretim tesisi olarak yalnızca şirkete değil, Türk ilaç sanayisine de rehberlik ettiğini ve büyük katkı sunduğunu söyleyen Dr. Ali Özüer, tesisle ilgili şu bilgileri verdi: “AbdiBio, 13.500 metrekarelik alana yayılan bir biyoteknolojik üretim tesisi. Tesisin mevcut yıllık üretim kapasitesi ise 11 milyon flakon, 11 milyon şırınga, 16 milyon kartuş ve 1 milyon liyofilize ürün.”
“İlaçta yerel üretimi destekleyecek adımlar atıyoruz”
Türkiye’nin biyoteknoloji alanında dışa bağımlılığını azaltmayı, yerel kaynaklı tedavi alternatiflerini artırmayı ve en önemlisi de insanların ilaca erişimini kolaylaştırmayı hedeflediklerini ifade eden Özüer; “Pazarda bulunan biyoteknolojik ürünlerin tamamına yakını ithal. AbdiBio tesisimizi hayata geçirirken, ithal ettiğimiz bu ürünlerin ülkemizde geliştirilmesi ve üretilmesini hedefledik. Bu sayede hem hastaların ilaçlara erişimini kolaylaştırdığımıza hem de ülke ekonomisine değer kattığımıza inanıyoruz. Bunun sonuçlarını da kamuoyu ile paylaştığımız 2020 Sosyoekonomik Etki Raporu’nda çok net gördük. 2018 yılında onkoloji alanındaki ilk biyobenzer ilacımız sayesinde ülkenin sağlık harcamalarında 80 milyon dolar tasarruf sağlandı” diye konuştu.
“Demir eksikliğinde kullanılan ve bugüne kadar ithal ettiğimiz bir ilacın üretimine başladık”
AbdiBio’nun gündemdeki konuları ile orta ve uzun vadeli hedeflerine de değinen Dr. Ali Özüer şöyle devam etti: “2021 yılında, hücre bankasından başlayarak geliştirdiğimiz biyoteknolojik ürünün temel çalışmalarını yapacağımız Proses Geliştirme Laboratuvarı’nı açtık. Ağustos 2023’te faaliyete geçecek olan mAb üretim alanımız için reaktörler ile yardımcı ünitelerin alımı ve kurulumunu yapıyoruz. Bununla birlikte, halihazırda bitmiş olan formülasyon ve paketleme alanımızda, demir eksikliği tedavisinde kullanılan ve bugüne kadar ithal edilen önemli bir ilacın aseptik şartlarda ticari üretimine Nisan 2023 itibarıyla başladık. Bunun yanı sıra ilk etapta yurt dışında 12 ülkeye ihraç etmeyi planladığımız bir biyoteknolojik ilaç ile Avrupa’ya ihraç edeceğimiz bir kimyasal ilacın teknoloji transferi ve deneme üretimlerini de 2023 yılının sonuna kadar gerçekleştireceğiz.”
Ali Özüer ayrıca, şirketin onkoloji alanında ilk biyobenzer molekülü olan mAbdi #2 ile uluslararası pazarda en iyi performans gösteren ilk 5 biyofarma ürünü içinde yer almayı hedeflediklerini söyledi. Özüer, orijinal ürünün ilk biyobenzerlerinden birini piyasaya sürerek 2026 yılına kadar yaklaşık 31 milyar dolarlık hacme sahip pazarın önemli küresel aktörlerinden biri haline gelmeyi amaçladıklarını da kaydetti.
“Yüksek teknoloji ile geliştirdiğimiz tedavi yöntemlerini her insan için erişilebilir kılmak hedefiyle çalışıyoruz”
Biyoteknolojik ilaçta, hücre bankasından nihai ürüne kadar tüm süreçlerle ilgili lisans almayı, teknoloji transferi yapmayı, ortaklık veya satın almalarla büyümeyi planladıklarını belirten Özüer, sözlerine şöyle devam etti: “Bilgiyi, beceriyi ve ürünleri, nitelikli uzmanlarla ve doğru ortaklarla buluşturmamız gerekiyor. Abdi İbrahim güçlü finansal yapısı ve yatırımcı kimliği ile böyle bir stratejiyi hayata geçirebilecek Türkiye’deki belki de tek ilaç şirketi. Biz bu süreçte bir ilke imza atarak İsviçreli OM Pharma’nın yüzde 28,5 hissesini satın aldık. ABD’de Colorado Üniversitesi ve Illinois Üniversitesi ile güçlü bağlantılara sahip olan, biyolojik ve gen tedavisinde kullanılan ilaçlar geliştiren Amerikalı biyoteknoloji start-up’ı Ocugen firmasına yatırım yaptık. Bu yatırımlara yenileri de eklenecek. Biz, AbdiBio olarak gücümüzü liderliğimiz, tutkumuz, cesaretimiz ve sorumluluğumuzdan alıyoruz. ‘Sağlıklı yaşam herkesin hakkı; bunu gerçekleştirmek ise bizim işimiz!’ mottosunu kendimize ilke edindik. Bu doğrultuda bilimin ışığında, inovasyonu odağımıza alarak yüksek teknoloji ile geliştirdiğimiz tedavi yöntemlerini her insan için erişilebilir kılmak hedefiyle var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”