Timoma nadir olarak görülen bir kanser türüdür. Nefes darlığı, göğüs ağrısı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, yüzde ve kolda şişme gibi semptomlarla kendisini gösteren timoma nedir, kimler risk altında, tedavi şekilleri nelerdir gibi soruların cevaplarını Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan verdi.
Timus bezinden kaynaklı bir tümör olan timomanın genellikle timus bezinden kaynaklanarak etrafına doğru, yavaş büyüyen ve nadir görülen bir kanser türü olduğunu kaydeden Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan, “Timoma genel bir tabirdir bunun içine timoma ve timik karsinom girmektedir. Timus bezi ergenlik dönemine kadar bağışıklık sisteminin önemli bir parçası olan T lenfositlerinin yapım yeridir ve gelişmesini sağlar. Ergenliğe doğru küçülmeye başlar ve zamanla işlevini kaybeder” dedi.
Bağışıklık sistemi hastalıkları da timoma bağlantılı mı?
Timomanın belirtilerine değinen Özkan Demirhan, “Timomalar çoğu zaman belirti vermez ancak büyümeye başlayınca öksürük, göğüs ağrısı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, nefes darlığı, iştahsızlık gibi belirtiler verirler. Nadir durumlarda deri döküntüsü ve kansızlık gibi belirtiler de görülebilir. Bazı durumlarda yine nadiren vena kavaya (SVC) yani kol ve kafanın toplardamarlarının birleşerek kalbe döküldüğü damara baskı yaparak süperior vena cava sendromuna (SVCS) neden olabilir. SVCS durumunda boyun, göğüs ve yüzde şişlik oluşur vücudun üst tarafındaki görünür damarlar şişer, baş ağrısı ve baş dönmesi gibi belirtiler kendini gösterir. Bağışıklık sisteminin kendi kendine saldırması sonucu oluşan miyasteni gravis, kırmızı hücre aplazisi, hipogamaglobulinemi, lupus, polimiyozit, ülseratif kolit, romatoid artrit, sjogren sendromu, sarkoidoz ve skleroderma gibi bağışıklık sistemi hastalıkları da timoma bağlantılı olabilir” şeklinde bilgi verdi.
Çoğu zaman tesadüfen tespit edilir
Timomanın teşhis yöntemlerine ve tedavi seçeneklerine de değinen Demirhan, “Timoma genelde başka nedenlerle tarama veya kontrol yapıldığı zaman tesadüfen tespit edilir. Timomanın tanısı ve evrelemesi için Bilgisayarlı Tomografi (BT), Magnetik Rezonans (MR) ve PET CT ile hastalığın kapsamı, tümörün yakındaki dokulara yayılım durumu, hücre tipi dikkate alınır. Tanı için ileri evre tümörlerde mutlaka hücre tipi tayini yapılmalı. Bazen timoma dışı bir hastalıklar ile karıştırılabilir. Biyopsi için ve kesin tanı için mutlaka yeterli materyal alınmalı. Çünkü patolojik tanı başka tümörler ile karıştırılabilinir özellikle lenfoma ve diğer mediasten tümörleri “ ifadelerini kullandı.
Cerrahide minimal invazif yöntemler ve açık cerrahi uygulanır
Timomanın tedavi seçeneklerine değinen Demirhan, “Timomada tedavi seçenekleri hastalığın evrelerine göre belirlenir. Timomanın 4 evresi var. Evre 1’de tümör bir kapsül içerisinde sınırlı. Evre 2’de tümör kapsülünü invaze eder. Evre 3’te timoma kapsülü aşarak, nefes borusu, akciğer, damarlar, kalp zarına uzanır. Evre 4’te timoma uzak organlara yayılım gösterir. 1’inci ve 2’nci evre timomalar cerrahi yöntemler ile çıkarılır ve ardından hastaya onkolojik işlemler olan kemoterapi ya da radyoterapiye genelde gerek duyulmaz” açıklamasını yaptı.
3’üncü evre timomaların genellikle çevre dokulara yayılım yapmış tümörler oldukları için önce kemoterapi ve radyoterapi ile tümörün çevre dokulardaki yayılımı geriletildiğini ardından da tümörün cerrahi tedavi ile çıkarıldığını dile getiren Demirhan, şunları kaydetti: “Ameliyat sonrası onkolojik işlemler uygulanmaya devam edilir. 4’üncü evre timomalarda çevre organlara yayılım olduğu için cerrahiye uygun değildir ve sadece onkolojik işlemler uygulanır. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi timomanın da erken evrede tespit edilmesi önemlidir ve erken evre hastalıklarda birincil tedavisi cerrahidir. Cerrahi yöntemler minimal invazif yöntemler (videotorakoskopik ve robotik yardımlı cerrahi) ve açık cerrahi (sternotomi veya torakotomi ile) şeklinde uygulamaktayız.”