Philips Kişisel Sağlık Türkiye Ülke Müdürü Sibel Yıldız ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sibel Yıldız ile buluşmadan önce son hazırlıklarımı yapıyor, gayet resmi bir tavırla kendisini bekliyordum. Biraz da gerginlikle karışık heyecan da vardı ama beklenen olmadı. Tabii iyi yönde bir gelişmeydi bu. Sibel Hanım insanın içini ısıtan, çok zaman geçmeden size sanki onu uzun zamandır tanıyormuşsunuz da özlediğiniz bir arkadaşınızla sohbet ediyormuşsunuz gibi düşünmenize neden olan, sıcacık biri. Bir o kadar da işini bilen ve kendinden emin. Bu röportajdan aldığım keyif umarım satırlara da yansımıştır.
Sibel Hanım kısaca kendinizden bahseder misiniz? Nereden mezun oldunuz, kariyer yolculuğunuz gibi…
“İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptım. Yaklaşık 20 yıla yakın bir süredir, farklı sektörlerde satış ve pazarlama rollerinde görev aldım. İlk başta mezun olduğum bölüm nedeniyle, gıda sektöründe başladım. Sonra FMCG sektöründe devam ettim. Son 15 yıldır da Philips’teyim. Philips’te tüketici elektroniği bölümünde küçük ev aletlerinin yer aldığı bölümde Pazarlama Müdürü olarak başladım. Daha sonra Türkiye Pazarlama Direktörü oldum. Sonra Orta Doğu, Türkiye ve Afrika’da eklendi, bayağı geniş bir coğrafyadan sorumlu, Pazarlama Direktörlüğü görevini yürüttüm. Uzun bir süre bu görevdeydim. Son iki yıldır da Philips Kişisel Sağlık Türkiye’nin Ülke Müdürü olarak görev yapıyorum.”
Kaç yıldır Philips ailesindesiniz?
“Yaklaşık 15 yıl oldu. 2008 yılından beri Philips ailesindeyim.”
Philips’te son dönemde ne gibi gelişmeler ve yenilikler yaşanıyor?
“Philips bildiğiniz gibi çok köklü bir marka. 130 yılı aşkın bir zamandır birçok alanda insanların hayatını ve sağlığını iyileştirmek adına çalışıyor. İnovatif çözümler sunan, sürekli kendini yenileyen global bir marka.
Baktığımızda hemen hemen herkesin evinde bir tane Philips ürünü vardır. Philips herkesin hayatına dokunan bir marka. Tabi bu kadar köklü bir marka olmasının yanı sıra sürekli kendini güncel tutmayı da başarmış bir marka. Günümüzde ise Philips, kendini, sağlık teknolojilerinde lider bir firma olmaya odakladı.
Daha önce bünyesinde hepimizin bildiği aydınlatma, televizyon, küçük ev aletleri ürün grupları vardı. Bu iş birimlerinden çıkarak tamamıyla sağlığa yöneldi. Şu anda Kişisel Sağlık ve Sağlık Sistemleri olarak iki iş birimiyle faaliyetlerine devam ediyor. Sağlıkta da sektördeki rakiplerden farklı olarak ‘sağlık döngüsü’ yaklaşımını benimsiyor. Aslında bu şekilde hareket ederek kişisel sağlığı da odağına alıyor. Sağlık döngüsü yaklaşımı şu evrelerden oluşuyor; sağlıklı yaşam, önlem alma, teşhis, tedavi ve evde bakım. Buradan hareketle istiyoruz ki insanlar aslında kendilerine daha iyi baksınlar, kişisel sağlıklarının kontrolünü ellerine alsınlar, böylece daha az hasta olsunlar. Böylelikle sağlık sektörünün üzerindeki yükü de almak istiyoruz. Biliyorsunuz pandeminin getirdiği dönüşüm, dünyada yaşlı nüfusun artıyor olması, sağlık sektöründeki baskıyı da artırıyor. Hastanelerde yatış maliyetlerinin yüksek olması, yeterince yer olmaması ve bu sorunların daha da artacağının ön görülmesi sağlıkta dijitalleşmenin ve kişisel sağlığın önemini artırıyor. O yüzden de biz Philips olarak diyoruz ki herkes kendine iyi baksın, sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinsin. Biz de Kişisel Sağlık Bölümü olarak burada devreye giriyoruz.”
Markanızı kendi sektöründe nasıl konumlandırıyorsunuz?
“Bizim vizyonumuz insanların hayatını iyileştirmek. 2030 yılına kadar yılda 2,5 milyar insanın hayatını iyileştirmeyi amaçlıyoruz. Gerçekten iyiliği, özüne alan bir markayız. Aslında her gün çalışanlar olarak da şunu düşünüyoruz: “Biz bugün insanların iyiliği için, insanların hayatını iyileştirecek ne yaptık?” Zaten sağlık teknolojisi sektöründe olduğunuz zaman böyle bir misyon da bize yüklenmiş oluyor. Biz kesinlikle bu marka vaadimizi hayata geçiriyoruz.
Kişisel Sağlık İş Birimi olarak biz daha tüketiciye dokunan taraftayız. Sektörümüzde pazar lideriyiz tabi ki bu çok güzel bir şey ama önceliğimiz her zaman kalplerin lideri olmak. En önemlisi somut bir şekilde hayatları iyileştirmek istiyoruz.”
ECZANELER BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Eczaneler ile olan iş birliğinizi nasıl görüyorsunuz?
“Eczaneler bizim için çok çok önemli. Zaten bugün bu yüzden de buradayız. Özellikle sağlık yaklaşımı içerisinde bizim iki direkt bağlantılı ve stratejik iş birimimiz var. Biri AVENT; anne-bebek sağlığı markamız. Bir de Sonicare ağız sağlığı markamız var. Bu ikisi için de eczane kanalını, stratejik olarak önemli bir kanal olarak belirledik. Çünkü, bizim sağlık profesyonelleri ekosistemimizde, eczane gerçekten çok önemli bir yer tutuyor. Bizim de amacımız daha fazla insanın hayatını iyileştirmek olduğu için eczane kanalında ve aslında fikir lideri olarak eczacılarla iş birliği yapıyor olmamız çok önemli. Çünkü eczaneler her zaman için; çok itibarlı, gerçekten sözü dinlenen, güvenilir bir kanal. Bizim markamız da öyle. Biz istiyoruz ki insanlar sağlık profesyonellerinin tavsiyesiyle onların önerisiyle ürünlerimizi alsınlar. Bizim için bu çok önemli.”
Markanın içinde bulunduğu sektörün en büyük zorluğu nedir?
“Tabi ki insanların hayatını iyileştirmek söz konusu olduğu zaman, sürekli yeniliklere açık olmanız, kendinizi geliştirmeniz lazım. Biz o yüzden Philips olarak, anlamlı inovasyonlara odaklanıyoruz. Tüketici ihtiyaçlarını anlamak çok önemli. Global bir marka olsanız bile bazen Avrupa’da, Amerika’da çok talep gören ürünler ya da stratejiler bizim ülkemizde birebir işlemeyebiliyor. Burada özellikle vurgulamak istiyorum; global bir şirket olsak bile yerel dinamiklerden hareketle yola çıkıyoruz. Tüketiciye çok yakın bir markayız, tüketiciyi odağımıza alıyoruz. Diğer tecrübe edindiğim sektörlerle de karşılaştırarak söyleyebilirim ki burada gerçekten ayrı bir dinamizm var. Burada tüketici ihtiyaçları çok değişken. Mesela pandeminin hayatımıza girmesi bile ne kadar farklı şeyleri değiştirdi. Eğer siz yeterince atik ve öngörülü bir marka değilseniz, o zaman gerçekten artık markanız geçerliliğini bir yerde anlamını yitirmeye başlıyor. 130 yıldan fazla bir süredir faaliyetlerine devam eden bir markayı biz burada temsil ediyoruz. Tüketicilere karşı çok büyük bir sorumluluğumuz var. Onun için de sürekli kendimizi güncel tutuyoruz ve çok çalışıyoruz. Çünkü tüketici memnuniyeti bizim için çok önemli.”
Philips’in sektörde yarattığı en büyük farklılık nedir?
“Bizim farkımız; tüketicilerimiz için anlamlı inovasyonları pazara sunuyor oluşumuz. Baktığımızda Philips aslında hep mucit bir marka. Yani yıllar içerisinde de belki aklınıza hiç gelmeyecek, örneğin; ilk ev tipi kullanılan ampulden tutun, radyo, CD çalar, ilk elektrikli tıraş makinesi gibi bir sürü ürünü aslında hep ilk Philips hayatımıza soktu. Kişisel sağlık tarafında da bizim AVENT ve Sonicare haricinde bir de kadın bakım, erkek bakım kategorilerimiz var. Kadın bakımına örnek vereyim; tamamıyla yepyeni bir tüy alma teknolojisi IPL ile gerçekten uzun süreli, kalıcı tüy alma çözümünü ev konforunda sunabiliyoruz. Sıfırdan pazar yaratmak bizim gerçekten çok iyi olduğumuz bir alan. İşte elektrikli tıraş makinesinde benzer şekilde. Yıllar içerisinde bizim büyüttüğümüz, geliştirdiğimiz, hâlâ pazar lideri olduğumuz bir alan. AVENT markamızla yarattığımız fark sadece anneleri odağa almıyoruz. Anne-baba, ebeveyn yaklaşımını önemsiyoruz. Sosyal sorumluluk tarafında da babaları da daha çok işin içinde entegre etmek istiyoruz. Bütün teknolojilerimiz aslında bebeklerin hayata sağlıklı bir başlangıç yapmalarını, ebeveynlerin ise bu süreçte işlerini kolaylaştırmak amacıyla geliştirildi. Bebeklerin hayata sağlıklı bir şekilde bağlanabilmeleri, daha uzun süre anne sütüyle beslenebilmeleri bizim için çok önemli… Hep iyilikten yola çıkarak hareket etmeye özen gösteriyoruz. Amacımız hiçbir zaman biz daha fazla biberon satalım değil, insanlar daha bilinçli ürünler kullansınlar, daha uzun süre anne sütüyle beslesinler. O yüzden göğüs pompası ile alakalı farkındalık çalışmalarımız var. Anne sütünü artırmada göğüs pompasının önemini biliyorsunuz. Amacımız aslında hep o sağlıklı nesilleri yetiştirmenin temelini oluşturabilmek. Kadın-erkek bakımında daha iyi hissetme hali. Çünkü biliyoruz ki kendimizi iyi ve bakımlı hissedersek daha sağlıklı da hissediyoruz.”
SONICARE İLE ECZANELERDEYİZ
Kişisel sağlık ürünleri arasında pazar payı en fazla ürün hangisi?
“Genel olarak pazar lideriyiz. Kadın kişisel bakımı için IPL’yi söyleyebilirim. Erkek bakımında yine yüksek bir pazar payımız var. Tüy alma ve erkek bakım kategorilerinde lideriz. AVENT’te biz bir pazara giriş modeli değişikliği yaptık. Daha önce bir distribütör üzerinden bütün eczane kanalına, müşterilere gidiyorduk. Sonra AVENT’e, Türkiye’de özellikle stratejik olarak odaklanmak istedik. Konumlandırmasını değiştirdik. Daha fazla anne-babaya ve bebeğe ulaşmamız lazım, daha fazla hayatı iyileştirmemiz lazım dedik. Şimdi direkt modelle ilerliyoruz. AVENT ile ilgili çok büyük oranda büyüme hedeflerimiz var. Çok da güzel gidiyor. Annelerin tercih ettiği marka olduğunu pazar payı sonuçlarıyla şimdi birebir görüyoruz. Annelerin bebekleri için kullandıklarında içlerinin rahat ettiği, bebeklerin mutlu olduğu, kabul ettiği marka olduğunu görüyoruz. Bu bizi inanılmaz mutlu ediyor. O yüzden eczane kanalı güven anlamında bizimle çok uyuşuyor.
Ağız sağlığında da artık eczane kanalını odağımıza aldık. Bu da yeni bir gelişme. Eczane kanalında da Sonicare markamızı satmaya başladık.”
O zaman Sonicare’den de bahseder misiniz? En önemli özelliklerini de bilmek isteriz.
“Sonicare; sağlık profesyonellerinin tavsiyesiyle ilerlemek istediğimiz bir kategori. Çünkü, ürünümüz gerçekten çok farklı. Sonic teknolojisi dediğimiz, piyasadaki muadil ürünlere göre farklı bir teknolojiye sahip. Sonic teknolojisiyle dakikada 62 bin fırça darbesiyle ağızdan çok daha fazla plak temizliği sağlıyor. Aynı zamanda diş eti bakımını yapıyor. Yani baktığımızda ağız sağlığı için her şeyi bir arada sunan bir ürün. Kullananların yorumları; Sonicare kullanmaya başladıktan sonra diş hekimine gitme sıklığının azaldığı hatta diş hekimine gidince de “Gayet güzel. Dişlerine çok iyi bakmışsın” yorumları aldığımız bir teknoloji. Güvenilir ve iddialı bir ürün olduğu için eczane kanalında da satışı açtık ki burada yine sağlık profesyonelleri sisteminde eczacılar tarafından tavsiye edilmesi bizim için çok önemli. Onların da tavsiyesiyle ürünlerimizi daha fazla kişiye ulaştırmak istiyoruz.”
Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
“Son olarak şunu söyleyebilirim. Philips Kişisel Sağlık Bölümü olarak gerçekten Türkiye bizim için çok önemli bir ülke. Yani sonuçta Philips Global bir marka ama Türkiye şimdiye kadar hem başarısıyla hem yaptığı işlerle gerçekten kendini kanıtlamış bir ülke. 2022 yılı bütün zorluklara rağmen çok çok iyi geçti bizim için. Biz zaten her zaman geleceğe umutla bakan bir markayız. Hiçbir zaman; “Aman bir bakalım. Biraz geri duralım” diyen bir marka değiliz. Çok çalıştığımız, tüketicilerimizi, müşterilerimizi, bütün iş ortaklarımızı -şimdi eczane ekosistemi de bunun içine dahil oldu- çok iyi dinlediğimiz için hep onların yanında ilerliyoruz. O yüzden 2023’e de yine çok olumlu bakıyoruz. Büyümeye devam edeceğiz. Daha fazla insanın hayatına dokunmaya, iyileştirmeye devam edeceğiz.“