Cildimiz, yalnızca dış görünüşümüzü belirleyen bir organ değil; aynı zamanda sağlığımızın en büyük aynası.
Dermatoloji uzmanı Andaç Salman ile cilt sağlığının derinliklerine indik, zona hastalığının bilinmeyen yönlerini ve dermatolojideki en son gelişmeleri konuştuk.
Dermatoloji, tıbbın en dinamik alanlarından biri. Hem estetik hem de medikal açıdan geniş bir yelpazeye sahip olan bu branş, hızlı tanı koyma ve hastalara doğrudan fayda sağlama imkânı sunuyor. Dermatoloji uzmanı Andaç Salman ile bu alana yönelişinin ardındaki motivasyonları, en heyecan verici gelişmeleri ve özellikle zona hastalığının toplumda bilinen yanlışlarını masaya yatırdık. Yanlış bilinen doğruları, stresin zona üzerindeki etkisini ve korunma yollarını tüm detaylarıyla ele aldığımız bu röportajda, cilt sağlığının hayatımızdaki yerini bir kez daha keşfedeceksiniz.
Dermatoloji alanını seçmeye nasıl karar verdiniz? Sizi bu alana yönlendiren özel bir neden var mı?
Dermatoloji, hem klinik pratiğin hem de bilimsel araştırmaların yoğun olduğu, geniş bir hasta popülasyonuna hitap eden dinamik bir alan. Bu alanı seçmemde en büyük etken, cildin insan sağlığındaki kritik rolü ve dermatolojinin hem medikal hem de girişimsel yönünün olmasıydı. Ayrıca, dermatolojide hızlı tanı koyabilme ve doğrudan gözlemle hastaya fayda sağlayabilme imkânı beni cezbetti.
Alanınızda sizi en çok heyecanlandıran ya da zorlayan konular neler? Hastalarınızla kurduğunuz bağ mı, araştırmalar mı, yoksa başka bir şey mi?
Beni en çok heyecanlandıran konuların başında, dermatolojideki yeni tedavi yaklaşımları ve biyolojik ajanların gelişimi geliyor. Hastalarla birebir iletişim içinde olmak, özellikle kronik dermatolojik hastalıklarda uzun vadeli takibi sağlamak da tatmin edici bir yön. Öte yandan, multidisipliner çalışmayı gerektiren, iç hastalıkları, alerji/immünoloji ve enfeksiyon hastalıklarıyla kesişen vakalar da oldukça ilgi çekici.
Su çiçeği geçirmiş biri neden yıllar sonra Zona ile karşılaşır? Su çiçeği geçirmiş herkes risk taşır mı? Kimler daha fazla risk altındadır?
Su çiçeğine neden olan Varicella-Zoster Virüsü (VZV), ilk enfeksiyon sonrasında sinir gangliyonlarına yerleşerek latent hale gelir. Yıllar sonra bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda reaktive olarak zona hastalığını tetikleyebilir. Yaş ilerledikçe, bağışıklık sisteminin doğal olarak zayıflaması nedeniyle risk artar. Ayrıca, diyabet, kanser, HIV, organ nakli sonrası immünsüpresyon alan hastalar ve kronik stres altındaki bireyler daha yüksek risk taşır.
Toplumda zona hakkında en yaygın yanlış bilgiler neler? Özellikle hastalarınızın sıklıkla sorduğu ve düzeltilmesi gereken bir mit var mı?
En yaygın yanlış bilgilerden biri, zonanın sadece yaşlılarda görüldüğü algısıdır. Oysa genç bireylerde de, özellikle stres, bağışıklık baskılanması ve kronik hastalıklar gibi risk faktörleri varsa zona görülebilir. Bir diğer yanlış bilgi ise zona geçiren kişilerin başkalarına zona bulaştırabileceği düşüncesidir. Zona, su çiçeği geçirmemiş bireylere zona şeklinde bulaşmasa da, lezyonların içindeki virüs su çiçeğine neden olabilir.
Zonanın bir yaş aralığı var mıdır?
Zona genellikle 50 yaş üstünde daha sık görülse de, her yaş grubunda ortaya çıkabilir. Genç erişkinlerde ve çocuklarda da görülebilir, ancak bu vakalarda genellikle bir bağışıklık problemi ya da stres gibi tetikleyici faktörler söz konusudur.
Hastaların doktora geç başvurması durumunda en büyük riskler nelerdir? Tedavide gecikme nelere yol açar?
Tedavide gecikme, postherpetik nevralji olarak bilinen ve aylarca hatta yıllarca sürebilen kronik sinir ağrısına yol açabilir. Ayrıca göz çevresinde görülen zona vakalarında geç başvuru, göz komplikasyonlarına neden olabilir. Erken dönemde başlayan antiviral tedavi, komplikasyon riskini belirgin şekilde azaltır.
Zona için en etkili tedavi yöntemleri nelerdir? Antiviral ilaçlar ne kadar sürede etki gösterir?
Antiviral ilaçlar hastalığın şiddetini ve süresini azaltmada etkilidir. Tedaviye özellikle ilk 72 saat içinde başlandığında, ağrı ve deri döküntülerinin daha hızlı iyileşmesi sağlanır. Ayrıca, ağrıyı kontrol altına almak için çeşitli ağrı kesiciler de kullanılabilir.
Stresin zona üzerindeki etkisi nedir? Çok stresli bireylerde zona daha mı sık görülüyor?
Evet, kronik stres ve yoğun psikolojik baskı, bağışıklık sistemini baskılayarak zona riskini artırabilir. Stresin kortizol seviyelerini yükseltmesi, bağışıklık sisteminin virüsü kontrol altında tutma yeteneğini azaltabilir.
Kronik hastalığı olanlar (diyabet, kanser, otoimmün hastalıklar vb.) zona açısından daha yüksek risk altında mı?
Evet, bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklar, özellikle diyabet, kanser, kronik böbrek hastalığı ve otoimmün hastalıklar zona riskini artırır. Ayrıca, kemoterapi veya immün baskılayıcı tedavi alan hastalar da risk grubundadır.
Günümüzde zona aşısı var. Kimlere öneriyorsunuz ve ne kadar koruyucudur?
Zona aşısı özellikle 50 yaş üzeri bireylere ve bağışıklığı baskılanmış hastalara önerilir. Bu aşı, zona riskini yaklaşık %90 oranında azaltır.
Aşı olmuş bir kişi yine de zona geçirebilir mi? Aşı hastalığın şiddetini düşürür mü?
Evet, aşı olmuş bireyler nadiren zona geçirebilir. Ancak, aşı hastalığın şiddetini belirgin şekilde azaltır ve postherpetik nevralji gelişme riskini düşürür.
Zona bir kez geçiren kişi tekrar yakalanabilir mi? Risk faktörleri nelerdir?
Evet, bir kez geçiren kişi tekrar zona geçirebilir. Bağışıklık sisteminin zayıflaması, yaşlılık, kronik hastalıklar ve stres tekrar eden zonanın başlıca risk faktörleridir.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Zona, erken tanı ve tedavi ile kontrol altına alınabilen, ancak geç kalındığında ciddi komplikasyonlara yol açabilen bir hastalıktır. Aşılama, özellikle risk gruplarında, hastalığı önlemede en etkili yöntemdir. Bu nedenle bilinçlenmek, erken tanı koymak ve önleyici tedbirleri almak büyük önem taşır.