SAĞLIK

Mikrobiyata ve Probiyotik Denince

0
fotos 1

Sağlık alanında mikrobiyata (mikrobiyom), son dönem duyduğumuz popüler kavramlardan biri. Özellikle barsak mikrobiyatasının önemi ise her zaman gündemdeki yerini korumakta. 

 

WhatsApp Image 2023 07 18 at 14.44.06

Ecz. Sanem Mumcu

Mikrobiyota (mikrobiyom); insan vücudunda yer alan mikroorganizma topluluğuna verilen isim ve insan vücudunda mikroorganizmalar gastrointestinal sistem, ağız ve yutak bölgesi, deri, hava yolları, ürogenital sistem (idrar yolları ve üreme sistemi), kan ve gözlerde lokalize olmuş durumda bulunur. İnsan mikrobiyotası, bağışıklık sistemi ile sıkı bir etkileşim içindedir. İnsan sindirim sistemi ile ilişkili mikroorganizmalara ise “bağırsak mikrobiyotası (bağırsak mikrobiyomu)” denmektedir. Bu da şu anlama gelir; insan vücudunun en büyük mikroorganizma popülasyonu bağırsakta bulunmakta ve topluca bağırsak mikrobiyotası olarak adlandırılmaktadır.

İnsan bağırsağında mikrobiyal kolonizasyon doğumla başlar. Bebeğin bağırsaklarının steril olduğuna veya doğumda çok düşük düzeyde mikrop içerdiğine inanılıyor. Ancak gastrointestinal yol doğum sırasında ve doğumdan sonra hızla kolonize olur. Birçok yayında; kişinin gelecekteki sağlığının, yaşamın erken döneminde karşılaştığı mikroorganizmalar tarafından şekillendirildiğine dikkat çekilmektedir.

Bağırsak mikrobiyota işlevleri çok çeşitlidir: Zararlı mikroorganizmalara karşı koruma sağlar, bağışıklık sistemine dostları düşmanlardan ayırmayı öğretir, toksik bileşikleri parçalar. Bununla birlikte insanların sindiremeyeceği belirli yiyecekleri sindirebilir ve diyet minerallerinin (örneğin, magnezyum, kalsiyum ve demir) emilimini kolaylaştırır. 

Bağırsak Mikrobiyotası Değişebilir 

 

WhatsApp Image 2023 07 18 at 14.44.37

Stres, çevresel toksinler, kimyasallar, gıda katkı ve boya maddeleri, metaller, ilaçlar, gibi nedenlerle bağırsak mikrobiyotası değişebilir. Bu dengedeki bozukluk disbiyozis olarak tanımlanır. Mikrobiyota dengesinde bozulma ve bağırsak geçirgenliğinde artış ile minerallerin bağırsaktan emilimi bozulurken gereksiz birçok toksin de vücuda girebilir. Bu alerjen ve toksin yükü; alerjiler, bağışıklık sistemi hastalıkları ve nörolojik hastalıklara zemin hazırlar. 

Mikrobiyota çeşitliliğinde azalma, bakteri dengesinde bozulma, bazı patojen türlerinin artışı ise kronik inflamatuvar hastalıklarla ilişkilendirilmektedir.

Bakteri kaynaklı enfeksiyonlarda ilk akla gelen çözüm olan antibiyotik kullanımı da ağırlığı 2 kg’ı bulabilen ve trilyonlarca bakteriden oluşan bağırsak mikrobiyatası üzerinde maalesef olumsuz etkiye sahiptir.

Şüphesiz ki sağlıklı ve uzun yaşamın anahtarı sağlıklı bir bağırsak yapısından geçiyor. Parmak izi kadar kişiye özel olan bağırsak mikrobiyotasının bilinmesinde sayısız yarar var.

Mikrobiyota analizi ile kişiye özel tedavi yaklaşımları mümkün olmakta, artmış ya da azalmış bakterilerin varlığına göre diyet düzenlemesi, uygun probiyotik ve prebiyotiklerin kullanımı gibi çözümler önerilebilmektedir. 

Probiyotikler, sindirim sistemi için yararlı olan, vücuttaki iyi bakterileri korumayı ve iyileştirmeyi amaçlayan canlı mikroorganizmalardır. Probiyotikleri ise ya probiyotik içeren gıdalar veya takviyeler ile temin edebiliriz. Korucuyu bağırsak bariyerini sağlamlaştıran probiyotikler, sindirim sistemi yanı sıra bağışıklık fonksiyonuna da destek olur.

Prpbiyotikler Bakterilerin Doğal Dengesini Düzeltir 

Probiyotikler, bir hastalık veya tedavi sebebiyle bozulan bağırsaklardaki bakterilerin doğal dengesini düzeltmeye yardımcıdır. Sindirimi sağlayan enzimleri harekete geçirmesi ile ishal, kabızlık, gaz ve şişkinlik ortadan kaldırılır. Özellikle yaz döneminde sık sık karşılaştığımız diyarenin de şiddetinin azalmasına yardımcı olarak önlemesi, önemli etkilerinden biridir.

Probiyotiklerde etkinlik doza ve suşa bağlıdır. İdeal bir probiyotik mide ve safra asidine dirençli olmalı ve bağırsakta canlı kalmalıdır. Depolama ve kullanım sırasında canlılığı korunmalı ve en önemlisi klinik olarak etkinliği onaylanmış olmalı. Bu koşulları sağlaması için mutlaka doktor ya da eczacı danışmanlığında ve uygun koşullarda saklanan ürünler tercih edilmeli. 

Günümüz beslenme koşullarında probiyotik desteği almak hepimizin için neredeyse gereklilik haline geldi. Özellikle insan kaynaklı olup iyi kolonize olan suşları tercih ederek çocukluk döneminden başlayarak bağırsak mikrobiyatamızı en iyi şekilde korumamız, bütünsel sağlığımız için kendimize yaptığımız en iyi yatırım olacaktır. Yaz dönemi gelirken rutin sağlığımız dışında akut diyare durumlarında da en doğru probiyotiğin adresi yine en güvenilir sağlık danışmanları olan eczanelerimiz olacaktır.

Sevgiyle kalın…     

Ara spot: Probiyotiklerde etkinlik doza ve suşa bağlıdır. İdeal bir probiyotik mide ve safra asidine dirençli olmalı ve bağırsakta canlı kalmalıdır.

Ara spot2: Şüphesiz ki sağlıklı ve uzun yaşamın anahtarı sağlıklı bir bağırsak yapısından geçiyor. Parmak izi kadar kişiye özel olan bağırsak mikrobiyotasının bilinmesinde sayısız yarar var.

Kolik Varsa Panik Yok!

Önceki

Bepanthol Baby ve Sertab Erener İngilizce İyiliğe Ninniler Albümü için Buluştu

Sonraki

İlginizi Çekebilir.

More in SAĞLIK