Gıda takviyeleri; bir insanın diyetinde desteklemek üzere kullanılan ve vitaminler, mineraller, amino asitler, bitkiler veya hayvansal kaynaklı maddeler gibi besin ögelerini içeren ürünler olarak tanımlanmaktadır. Gıda takviyelerinin kullanımı, son yıllarda yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıkan takviyelerin yararları, besinlerden yeterli vitamin ve mineral alınamaması ve kişinin özbilincinin artması nedeniyle artmıştır.
Makale: Uzman Eczacı Funda Palalı
Gıda takviyeleri, tablet, kapsül, toz ve likit gibi birçok formda bulunabilmektedir. Takviye edici gıdaların, en yaygın kullanılan türleri minerallerin veya vitaminlerin tekli preparatları ve/veya bunların kompleks halindeki formlarıdır. Bu çalışmada her geçen gün bilinirliği, tüketimi ve ürün portföyü artan takviye edici gıdalar incelenmiştir. Gıda takviyeleri, “Türk Gıda Kodeksi Takviye Edici Gıdalar Tebliği”nde; normal beslenmeye takviye olması amacıyla, vitamin, mineral, protein, lif, yağ asidi, amino asit, karbonhidrat, gibi besin ögelerinin veya bunların dışında besleyici veya fizyolojik etkileri bulunan bitki, bitkisel ve hayvansal kaynaklı ve benzeri maddelerin konsantre veyaekstraktlarının tek başına veya karışımlarının kapsül, tablet, damlalıklı şişe ve diğer benzeri sıvı veya toz formlarda hazırlanan ürünler” olarak tanımlanmıştır (Türk Gıda Kodeksi, 2013). Ayrıca, gıda takviyeleri performans artırma, kozmetik amaçlı veya dengeli beslenmeyi sağlama, bağışıklık sistemini kuvvetlendirme ve bazı hastalıkları iyileştirme gibi amaçlarla dakullanılmaktadır. (Petroczi vd., 2011; Soare vd., 2014; Rautiainen vd., 2016). Gıdaların insan sağlığı üzerine faydalı özellikleri (antioksidan, besinsel lif vb.) ortaya çıktıktan sonra özellikle de COVID-19 pandemisi ve sonrasında bireylerde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve eksikliği hissedilen besin öğelerinin karşılanması gerektiği düşüncesinin gelişmesi ve günlük yaşamın yoğun ve zorlu çalışma şartlarında fiziksel ve zihinsel olarak zinde kalabilmek amacıyla takviye edici gıdalara yönelimi artırmıştır.
Aşağıda bağışıklık, antienflamatuvar, kas ve iskelet sistemi, üriner yolu enfeksiyonları açısından faydalı olan takviyeler incelemiştir.
Sambucus nigra
Kara mürver (Sambucus nigra) türleri önemli miktarda lektin ve antosiyanin içermektedirler. Bu sayede yüksek antioksidan aktivite göstermektedir. Antioksidan aktivitesi sayesinde insan sağlığında soğuk algınlığı, grip, kanser, diyabet gibi birçok hastalığa karşı terapötik etkiye sahiptir. Antioksidan özelliğinin yanında; antiviral, antidepresan, antienflamatuvar ve antikarsinojenik gibi çeşitli aktiviteler de mevcuttur. Kara mürver, tüm bu özellikleri ile modern gıda ve tıbbi ürünlerin zenginleştirilmesi ve/veya geliştirilmesinde önemli katkısağlayabilme potansiyeline sahip bir bitkidir.
Curcumin
Zerdeçalın içerisinde yer alan kurkumin, doğal bir antienflamatuvardır. Bu sayede hastalıkların iyileşmesini hızlandırır. Antioksidan bileşenler içeren zerdeçal vücudu kalp ve damar hastalıklarına, kansere ve metabolik sendroma karşı korur. Mevcut hastalarda ise tedavi sürecini desteklerken akut komplikasyonların gelişim riskini azaltır, hastalığın ilerleyişini yavaşlatır. Zerdeçalın yapısında yer alan bileşenlerin beyindeki nöronların onarımını ve belirli ölçülerde çoğalmasını destekleyen bir tür büyüme hormonu olan beyin kaynaklı nörotrofik faktörün (BDNF) kandaki düzeylerini artırdığı tespit edilmiştir. Bu durum zerdeçalın aynı zamanda depresyon, Alzheimer hastalığı gibi pek çok psikiyatrik ve nörolojik hastalığa karşı da koruyucu etki sağladığını gösterir. Sağlık üzerine olumlu etkiler sağlayan zerdeçal, herhangi bir sağlık sorunu bulunmayan bireylerde güvenle kullanılabilir. Kronik bir hastalığı bulunan, herhangi bir sebeple düzenli olarak ilaç kullanan bireylerde kurkumin takviyelerine başlanmadan önce mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.
Magnezyum
Magnezyum vücutta en bol bulunan minerallerden biridir. Doğal olarak bazı besinlerden, magnezyum takviyelerinden ya da antiasit ve laksatif gibi ilaçlardan vücudun magnezyum ihtiyacı karşılanabilir. Protein sentezlenmesinden kemik sağlığının korunmasına, kan basıncı ile kas ve sinir sistemi fonksiyonlarının düzenlenmesine kadar pek çok kimyasal reaksiyondagörevli 300’den fazla enzimin yapısına katılır. Ayrıca kalp kaslarının kasılıp gevşeme fonksiyonuna yardımcı olarak kalbin düzenli bir şekilde atmasını sağlayan sinir iletiminden sorumludur.
Magnezyum takviyesi formları şunlardır:
Magnezyum Sitrat: Magnezyum sitrat, turunçgillerde doğal olarak bulunan ve ekşi tat veren sitrik asite bağlı bir magnezyum şeklidir. Yapay olarak da üretilen sitrik asit, gıda endüstrisinde sıklıkla koruyucu ve lezzet arttırıcı olarak kullanılmaktadır. Magnezyum sitrat, sindirim sisteminde diğer formlardan daha kolay emilmektedir. Doğal müshil etkisi nedeniyle, bazen kabızlığı tedavi etmek için daha yüksek dozlarda da kullanılır.
Magnezyum Oksit: Magnezyum oksit, magnezyum ve oksijenin birleştiği bir tuzdur. Çalışmalar sindirim sistemi tarafından çok az miktarlarda emildiğini bildirdiği için; bu form, magnezyum eksikliklerini önlemek veya tedavi etmek için kullanılmamaktadır. Bunun yerine, mide ekşimesi, hazımsızlık ve kabızlık gibi rahatsız edici sindirim semptomlarının kısa süreli rahatlaması için kullanılmaktadır.
Magnezyum Klorür: Magnezyum klorür, tuz oluşturmak için sodyum ve magnezyum da dahil olmak üzere diğer elementlerle iyi bağlanan kararsız bir element olan klor içeren bir magnezyum tuzudur. Bağırsaklardan emilim düzeyi iyidir. Magnezyum eksikliği, mide ekşimesi ve kabızlığı tedavi etmek için kullanılabilmektedir.
Magnezyum Laktat: Magnezyum laktat, magnezyum laktik asit ile bağlandığında oluşan tuzdur. Laktik asit sadece kas ve kan hücreleri tarafından üretilmez, aynı zamanda koruyucu ve tatlandırıcı olarak kullanılmak üzere yapay olarak da üretilebilmektedir. Magnezyum laktat bağırsaklardan kolayca emilir ve diğer formlara göre daha yavaş salınımlıdır. Bu sayede, düzenli olarak yüksek dozlarda magnezyum alması gereken veya diğer formları kolayca tolereedemeyen kişiler için özellikle önemlidir.
Magnezyum Malat: Magnezyum malat, meyve ve şarap gibi gıdalarda doğal olarak bulunan malik asit içerir. Bu asidin ekşi bir tadı vardır ve genellikle lezzeti arttırmak veya asitlik eklemek için bir gıda katkı maddesi olarak kullanılır. Araştırmalar, magnezyum malatın bağırsaklardan çok iyi emildiğini ve magnezyum seviyelerini yükseltmek için çok iyi bir seçenek olduğunu göstermektedir.
Magnezyum Taurat: Magnezyum taurat, taurin amino asidi içermektedir. Araştırmalar, yeterli miktarda taurin ve magnezyum alımının kan şekerini düzenlemede rol oynadığını göstermektedir. Bu nedenle, bu özel form, kan şekeri seviyelerini iyileştirmektedir.
Magnezyum L-Treonat: Magnezyum L-Treonat, magnezyum ve C vitamininin metabolik parçalanmasından elde edilen suda çözünür bir madde olan treonik asidin karıştırılmasından oluşan tuzdur. Bu form kolayca emilir. Araştırmalar, beyin hücrelerinde magnezyum konsantrasyonlarını artırmak için en etkili tür olabileceğini belirtmektedir. Magnezyum L-Treonat genellikle bilişsel fonksiyonu iyileştirmek için kullanılır. Depresyon ve demans gibi bazı nörolojik bozuklukların yönetilmesine yardımcı olabilir.
Magnezyum Sülfat: Magnezyum sülfat, magnezyum, kükürt ve oksijenin bir araya gelmesiyle oluşur. Kabızlık tedavisi için kullanılabilir, ancak hoş olmayan tadı birçok insanı sindirim desteği için alternatif bir form seçmeye yönlendirir.
Magnezyum Glisinat: Magnezyum glisinat, elementel magnezyum ve glisin amino asidinden oluşur. Vücut bu amino asidi protein yapımında kullanmaktadır. Ayrıca balık, et, süt ürünleri ve baklagiller gibi protein açısından zengin birçok gıdada glisin amino asidi bulunmaktadır. Magnezyum glisinat bağırsaklardan kolayca emilir ve sakinleştirici özelliğe sahiptir. Glisin;anksiyete, uyku problemi, depresyon, stres, kalp hastalığı ve diyabet dahil çeşitli durumlarıtedavi etmek için kullanılabilmektedir.
Cranberry
Cranberry olarak bilinen turna yemişi, enfeksiyonlu hücrelerin vücuttan idrar yolu ile atılmasına destek verir. Hücrelerin mutasyona uğramasının engellenmesine yardımcıdır. Vücuttaki ürik asit miktarını dengeleyici özelliklere sahiptir. Damarların toksinlerden dolayı tıkanmaması konusunda vücuda destek olur. Göz sağlığına iyi gelerek göz rahatsızlıklarının ve görme kaybının önlenmesine yardımcı olur. Böbrek taşı oluşumunu önlemede yardımcıdır. Aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlenmesine katkı verir ve vücut direncini artmasını destekler. Enfeksiyonlardan uyku bozukluklarına kadar birçok rahatsızlıkta tüketilebilir. Gıdaların ve bileşenlerinin fonksiyonel özellikleri gıda takviyelerinin kullanımını teşvik etmiş ve günümüzde sağlığın korunması açısından gerekli hale gelmiştir. Günümüzde yanlış ve yetersiz beslenme ya da tüketilen üründen gereken faydanın sağlanamaması gibi problemler gıdaların doğru ve dozunda tüketilmemesinden kaynaklanmaktadır. Bireylerin sağlıklıolabilmesi için gerekli bileşenler (vitamin, mineral vb.) farklı sebeplerden dolayı artık gıdalardan sağlanamamakta ve bunun sonucunda takviye edici gıdalara eğilim artmaktadır. Günümüzde, gıdaların fonksiyonel özellikleri (antioksidan, besinsel lif, aminoasit vb.) gıda takviyeleri sektöründe yeni ürünlerin gelişimine olanak sağlamakta ve bu takviyelere ihtiyaç duyan bireylerin gereksinimleri karşılanabilmektedir. Takviye edici gıdalar, sadece gereksinim duyulduğunda uzman kontrolünde genellikle besin eksikliğini gidermek, bağışıklığı güçlendirmek ve zinde kalmak amacıyla kullanılmalı ve ilaç olarakdeğerlendirilmemesi gerektiği ancak doğru kişi tarafından önerildiğinde ve doğru şekilde tüketildiğinde bireyin sağlığını olumlu yönde etkilediği bilinmelidir.