25-28 Ekim 2023 tarihlerinde “Bilimin E-Hali” Antalya’da gerçekleşecek.
Organizasyon öncesinde, etkinliğe ev sahipliği yapacak olan Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği adına Dernek Başkanı Uzm. Ecz. Kazım AYKANAT ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Bilimin E-Hali 25-28 Ekim tarihleri arasında Antalya’da gerçekleşecek. Daha önce Geleceğin E-Hali ile bu organizasyonların öneminin anlaşılmasına vesile olan Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği yine önemli bir organizasyona ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Dernek Başkanı Ecz. Kazım Aykanat ile bu vesile ile bir araya geldik. Aykanat ile hem etkinliği hem de eczacılık alanındaki önemli konuları mercek altına aldık. İşte o sohbetten satırlarımıza yansıyanlar.
Sizi bu camiada tanımayan kalmamıştır ama usuldendir, bir de sizden dinleyelim mi?
Kabataş Erkek Lisesi’nin ardından, Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bitirdim. Medipol Üniversitesi Klinik Eczacılık Tezli yüksek lisans yaptım. Ayrıca Yeditepe Üniversitesi Klasik Homeopati Derneği’nin birlikte düzenlemiş olduğu Homeopati eğitimini aldım. 300 Lisanslı sporcusu olan İstanbul Sitespor’un yönetim kurulu üyeliğini yapıyorum. Eczacının Sesi’nin Basın ve Kurumsal İlişkiler Danışmanlığını uzun süredir yürütüyorum. Girdiğim günden beri birçok komisyon üyeliği ve üç dönem yönetim kurulu üyeliği yaptıktan sonra, Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği 9. dönem yönetim kurulu başkanı olarak 2021 yılında görevi devraldım. 1999 yılından beri İstanbul Ataşehir Umut Eczanesi’nde mesleğimi severek yapmaya devam ediyorum.
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Başkanı olarak aktif bir şekilde eczacılık mesleği üzerine çalışmalarda bulunuyorsunuz. Öncelikle Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği’den biraz bahseder misiniz? Kuruluş amacı ve faaliyetleri gibi.
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED)’nin amacı; Türkiye’de eczacılık alanında etik, genç, üretken ve modern bir yapı oluşturarak; hümanist düşünce ile hareket etmek, eğitime daima açık olmak, mesleğimizi ve meslektaşlarımızı çağdaş, evrensel kaliteye ve dünya standartlarına uyumlu, yeniliklere açık ve hazır biçimde bütünleştirmektir.
Eczacılığın, eczanelerin, tüm sağlık sektörünün ve halkın sağlıklı geleceği için geleceğe yön verebilecek eğitimsel, sosyal ve ekonomik projeler üretebilmeyi hedefleyen bir misyonla kurduğumuz Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği olarak amacımız; tüm toplumla dayanışma içerisinde mesleki gelişimimizi artırmak, yenilikleri takip edebilmek, eğitimler verebilmek, genç meslektaşlarımıza bilgi aktarabilmek, endüstri ile iş birliği yapabilmektir. Derneğimiz, meslek birlikteliğimizi buluşturmaya çalışan proaktif eczacılardan oluşan bir gruptur.
Derneğin önümüzdeki günlerde ne gibi çalışmaları olacak?
Yönetim kurulumuzla birlikte, meslektaşlarımızdan aldığımız ilham ve güçle derneğimizin vizyonunu genişletmeye, mesleğimizde biriken sorunlar karşısında hep beraber çözümler üretip dönüştürmeye devam ediyoruz.
Tüm sektör paydaşlarını buluşturduğumuz en büyük eczacılık buluşması olan Geleceğin E-Hali’ni “HAVANDAN DİJİTALE” mottosu ile 20-23 Ekim 2022 tarihleri arasında, İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirdik. 3 gün süren bu büyük organizasyonun eczacılarımıza, eczacılık öğrencilerimize ve tüm sağlık sektörümüze büyük katkı sağladığına inanıyoruz.
25-28 Ekim 2023 tarihlerinde Antalya’da “Bilimin E-Hali” toplantımızı bilimsel ve sosyal açıdan verimli olarak gerçekleştirebilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Meslektaşlarımız, Türkiye’nin önde gelen tıp uzmanlık derneklerinin değerli hocaları ve sektörün değerli temsilcileri ile bir arada, Cumhuriyetimizin 100. yılını tüm paydaşlarımızla birlikte ‘’Geleceğin Eczacılığına” genç beyinlerin fikir, düşünce ve projelerini iletebilmeyi hedeflediğimiz FarmaFikir Projesi’nin 7.sini düzenleyeceğiz. En son FarmaFikir yarışmamızda 34 farklı eczacılık fakültesinden, 56 farklı öğrenci topluluğundan, 275 farklı öğrenci tarafından 126 proje başvuru yapılmıştı. Her sene katılımın ve projelerin artması mesleğimizin geleceği adına bizleri heyecanlandırıyor.
Ayrıca FarmaFikir’i tamamlayacak, geleceğin eczacılığına katkı sağlayacak Genç Eczacı Fellow Programı’na devam edeceğiz.
Bu dönem birlikte hareket edebileceğimiz eczacılık sivil toplum kuruluşlarıyla mesleki sorunlarımıza ürettiğimiz ortak çözümleri ve projeleri üst meslek kuruluşlarımızla ve ilgili resmi makamlarla daha yoğun temaslarla dile getirmeyi planlıyoruz.
Obezite hastalığı ve tedavisi konusunda bilgi ve deneyim sahibi olmak isteyen meslektaşlarımızı, İstanbul Üniversitesi ve Novo Nordisk, katkılarıyla düzenlediğimiz Online Eczacı Eğitim Programı olan PharmObesity.com’da buluşturmaya devam edeceğiz.
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği olarak, paydaşlarımız olan Eczacılar Vakfı, Etkin Eczacılık Derneği, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Mezunlar Derneği ve Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) desteği ile başlattığımız Eczacılık Fakülteleri Dekanlar Konseyi Yürütme Kurulu’nun çalışmaları ile tespit edilen, depremden etkilenen eczacılık fakültesi öğrencilerinin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için yurt genelinde bir burs kampanyası başlatıyoruz. Hayal ettiğimiz nokta dünyayı yeniden inşa edebilmek, genç arkadaşlarımızın arkalarında durup onlara güç vermek ve umutlarını yeniden yeşertebilmek. Tüm meslektaşlarımızın ve eczacılık sektörünün yardımcı olacağına, birlikte bu dayanışmayı büyüteceğimize inancımız sonsuz.
Kampanyamıza destek olmak için;
https://bagis.eczacilarvakfi.org/ sitesi üzerinden bağışta bulunabilirsiniz.
Genç Eczacı Fellow Programı nedir?
Bayer, Etkin Eczacılık Derneği, Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği ve Pharmaino işbirliği ile düzenlenen Genç Eczacı Fellow Programı ile geleceğin eczacılarına gerekli yetkinlik ve kazanımları ulaştırmayı hedefledik. Bu bakış açısıyla Genç Eczacı Fellow Programı ile amaçlanan; eczacılık sektöründe fark yaratacak genç eczacıları desteklemek.
Eczacılık fakültesi öğrencilerine mesleğinde daha bilinçli, etkin ve donanımlı bir bakış açısı katabilmek için hayata geçirilen Genç Eczacı Fellow Programı ile; geleceğin eczacılarına gerekli iletişim tekniklerini aktarabilmeyi, 21. yüzyıl eczacılığını benimsetip daha ilerisini öngörmelerini sağlamayı, eczacılıkta farklı alanları daha iyi tanıtarak meslek perspektifini göstermeyi hedefleyerek eczacılık fakülteleri öğrencilerini bu doğrultuda teşvik etmek istiyor ve projenin geleceğin eczacılarını geleceğe hazırlayarak mesleğe ışık tutmalarına yardımcı olacağına inanıyoruz.
Uluslararası Geleceğin E- Hali Kongreleri giderek daha da geniş katılıma ulaşıyor. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Kongremizde 3 gün boyunca 4 salonda 65 bilimsel oturum gerçekleştirildi ve bu oturumlarda 113 ulusal ve uluslararası alanında söz sahibi konuşmacı görev aldı. Ayrıca yarışmalar yapıldı ve fuaye alanlarında çeşitli uygulamaların yapıldığı 100’e yakın firma stantlarıyla katılım gösterdi. 3 gün boyunca 4825 eczacı, 3457 eczacılık fakültesi öğrencisi, 734 firma temsilcisi, 113 konuşmacı, 147 doktor ve diyetisyenin katıldığı, toplamda 9276 kişinin yüz yüze katıldığı kongremiz, toplamda 14 bine yakın katılımcı sirkülasyonu ile tüm sağlık sektörünün en büyük bilimsel kongrelerinden biri olarak kayıtlara geçti. Başta eczacılarımız olmak üzere tüm sağlık çalışanlarına önemli bir katkı sağladığını düşündüğümüz; Türkiye’nin önde gelen tıp uzmanlık derneklerinin değerli hocaları, sektörümüzün değerli temsilcileri ile hazırlanan zenginleştirilmiş bilimsel programların yer aldığı, köklerimizi teknoloji ile buluşturduğumuz ve eczacılığın geleceğine dair hayal ettiklerimizi paylaştığımız bu büyük buluşmada toplum sağlığına hep birlikte katkı sağladığımızı umuyoruz. Bir sonraki kongremizin hazırlıklarına, bu büyük buluşmanın üzerine neler katabileceğimizi düşünmeye ve planlamaya şimdiden başladık. Daha fazla meslektaşımıza ulaşabileceğimiz bu kongre için çalışmalara devam ediyoruz.
Biraz da eczacılar, eczaneler ve OTC pazarı üzerine konuşalım isterim. Geleceğin-e hali ile başladık madem; dijital ağın içinde eczacıların yerini nasıl konumlandırıyorsunuz?
Dijitalleşen dünya ve ekonomik parametreler, serbest eczacıları sürecin dışına doğru büyük bir hızla sürüklüyor. Pill Pack, Carbon Health, Mediwitch, Farmakogenomik ve Nutrigenomik alanlar tartışılırken, tıbbi drone teslimatları denilirken, kişiselleştirilmiş ilaçlar üreten farmasötik 3D yazıcılar sahneye çıkmışken, eczacılık ve sağlık alanında dijitalleşme de diğer alanlarda olduğu gibi hızlı bir şekilde yer almaya devam edecek. Bu değişimler karşısında mesleki danışmanlığımızın nasıl evrilmesi gerektiğini düşünmek ve dönüşümle ilgili eylemlilik göstermek zorundayız. Dijitalleşmenin doğru yönetim sürecinin halk sağlığı ve mesleki geleceğimiz için çok önemli olduğunun farkındayız. Bu alanda büyüyen pazarda; etik ve yasalara uyan, tüm meslektaşlarımızın kaybını önleyerek gelirlerini artıracak yeni yöntemleri bir an önce hayata geçirmek zorundayız. Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği olarak yurt dışındaki tüm gelişmeleri takip ederek çözüm ve önerilerimizi daha fazla ve daha etkili bir şekilde dile getireceğiz.
Birinci Basamak Sağlık Hizmeti veren eczanelerin halk sağlığı konusundaki bilgisini ne kadar etkin ve ne çerçevede kullanmalı?
Eczacılar olarak mesleki etik anlayışımız, toplumsal sağlık önceliğimiz ve aldığımız eğitim ve uzmanlığımız ile birlikte eczanelerin; herkesin en kolay ulaşabildiği, sağlığı ile ilgili doğru bilgileri alabildiği en yakın sağlık merkezleri olduğunu biliyoruz. İnsan sağlığını ilgilendiren ilaç, OTC, kişisel bakım, besin destekleri, medikal ve dermokozmetikleri de içine alan her konuda eczanelerin ve özellikle eczacı danışmanlığının gerektiğine inanıyoruz. Ülkemizde sağlık okuryazarlığının ne kadar düşük olduğu hali hazırda bilinmektedir. Hâl böyle olunca tüketicilerin ilaç ve OTC ürünleri kullanırken doktor ve eczacı danışmanlığına ihtiyacı göz ardı edilmemelidir. Takviye edici gıdalar her ne kadar masum gözükse de hastalarımızın geçmiş sağlık öyküsünü ve kullandıkları ilaçları bilmeden, fiziksel aktivitelerini ve sosyal yaşam habitatlarını irdelemeden, genetik altyapılarını ve ailesel faktörleri incelemeden önerilmemelidir.
Devletimizin yaptığı 5 yıllık kalkınma planlarında gelecek vizyonu çizilerek sağlık da dahil olmak üzere eylem planları ortaya konuluyor. 2019-2023 yılını hedefleyen 11. Kalkınma Planı’nda 1. basamak sağlık hizmetine hiçbir şekilde eczacının ismi geçmiyordu. 28970 sayı ve 12.04.2014 tarihli Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmelik kapsamında eczacılık; “Hastalıkların teşhis ve tedavisi ile hastalıklardan korunmada kullanılan tabii ve sentetik kaynaklı ilaç hammaddelerinden değişik farmasötik tipte ilaçların hazırlanması ve hastaya sunulması; ilacın analizlerinin yapılması, farmakolojik etkisinin devamlılığı, emniyeti, etkililiği ve maliyeti bakımından gözetimi; ilaçla ilgili standardizasyon ve kalite güvenliğinin sağlanması ve ilaç kullanımına bağlı sorunlar hakkında hastaların bilgilendirilmesi ve çıkan sorunların bildiriminin yapılmasına ilişkin faaliyetleri yürüten sağlık hizmetini,” şeklinde tanımlanmıştır. Görüldüğü üzere yapılan tanımda eczacıların; teşhis, tedavi, koruyucu/önleyici sağlık hizmeti, danışmanlık, akılcı ilaç kullanımı kapsamında aktif rol alacağı yükümlülük olarak ithaf edilmesi gerektiğine dair görüşlerimizi eczacılık sivil toplum kuruluşları olarak (Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği, Etkin Eczacılık derneği ve İVEC Vakfı aracılığıyla) bildirdik. Toplum sağlığına ve hasta uyuncuna daha fazla fayda sağlayabilmek adına yasa ile belirtilen bu durumun 1. Basamak sağlık hizmet sunucusu olan biz eczacıların; tekrar eylem planlarının içeriğine katılması ve geliştirilmesi, kısıtlamaların tekrardan gözden geçirilmesi ve iyileştirme bölümündeki mesleki etkinliğimizin arttırılması gerektiğine inanıyoruz.
Klinik eczacılık nedir? Son zamanlarda bu kullanımı fazlasıyla görüyorum. Nasıl bir farkı var?
Klinik eczacılık, hastaların tedavi süreçlerine katkıda bulunarak, ilaç kullanımının en etkili ve güvenli şekilde gerçekleştirilmesini sağlayan bir eczacılık dalıdır. Klinik eczacılar, hastane veya klinik gibi sağlık hizmeti veren kurumlarda çalışır ve sağlık profesyonelleriyle birlikte çalışarak hasta bakımında önemli bir rol üstlenir.
Hastaların hastalıklarını ve tıbbi durumlarını değerlendirir, uygun ilaçları seçer ve dozlarını belirler. Ayrıca, hastaların ilaçlarını düzgün bir şekilde kullanmalarını sağlamak için danışmanlık yaparlar. Hastalara verilen farklı ilaçların birbirleriyle etkileşime girmemesini veya olası yan etkileri en aza indirgemek için ilaçlar arasındaki etkileşimleri değerlendirir.
Serbest eczanelerde Klinik Eczacılık uygulamalarını artırarak farmasötik bakımı geliştirirsek eğer mesleğimizin geleceğini doğru temellerle şekillendireceğimizi düşünüyorum. Bu bölümde de üniversitelerimize ve Türk Eczacılar Birliği’ne önemli görevler düşüyor.
Özellikle takviyeler konusunda önemli bir danışman olan eczacılar bu alanda nasıl hareket etmeli? Ticari kaygılar bu noktada nasıl bir handikap yaratabilir ya da yaratabilir mi?
İlaç, en basit tanımla etki mekanizması ile hastalığı iyileştiren, semptomları azaltan veya hastalıklardan koruyan doğal, yarı sentetik veya sentetik bileşimlerdir. Takviye edici gıdalar dediğimiz ürünler de aynı amaçla satılmak istenilen tablet, kapsül, saşe, efervesan gibi farmasötik tüm formlarda olan bir nevi ilaçtır. Buradan hareketle, “ilaç” olarak değerlendirdiğimiz bu ürünleri danışanlarımıza sunarken danışanlarımızın hangi amaçla kullanmak istediğini, kronik bir hastalığı olup olmadığını, varsa kullandığı ilaçlarla etkileşime gireceği maddeleri bulundurup bulundurmadığını ölçmek ve fayda-zarar dengesini göz önünde bulundurarak bu takviyeleri önermekteyiz. Eczacıların mesleklerini devam ettirme ilkesi eczane işletmesindeki ticari kaygıların çok üstündedir.
Burada önemli husus şudur; bitkisel ilaç tanımı ve sınıflandırması açısından mevzuatta bulunan boşluklar kullanılarak, halka yapılan pazarlama aksiyonları ciddi sağlık riskleri oluşturuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı ruhsatlı ürünlerin ve bu ürünlerin yasal prosedürlerinin yeniden tanımlanması gerekmektedir. Etkinlik ve yan etkileri nedeniyle, içinde etken madde içeren tüm ürünler, halk sağlığını korumak adına daha detaylı ve titizlikle incelenmelidir. İster Tarım ve Orman Bakanlığı ister Sağlık Bakanlığı denetlesin, (Eczacılar olarak Sağlık Bakanlığı’nın denetlemesini tabii ki tercih ederiz), ama denetleme prosedürleri uzun geliyorsa da kim denetleyecekse doğru denetlesin. İlaç gibi paketlenmesinden önce de denetlenmesini istiyoruz. Ne olursa olsun bu ürünleri ticari kaygılardan bağımsız şekilde toplum koruyucu sağlık kısmının önemli neferleri haline getirmemiz gerekiyor. Doğal olarak sağlığın olduğu her yerde sağlık profesyonellerinin bu alanı yönetmeleri gerekiyor.
Sizce eczaneler için haksız rekabet unsurları nelerdir?
Eczanelerin Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği fiyatların altında veya üstünde, yani belirlenen fiyat dışında ilaç satmaması hususu önemlidir. Bir eczanenin diğer eczanelerin itibarını ve marka değerini kötüye kullanarak kendini avantajlı göstermeye çalışması; yanıltıcı promosyonlar, indirimler veya sağlık ürünleri ile ilgili yanlış bilgiler vermesi, diğer eczanelere göre önemli ölçüde daha düşük veya daha yüksek fiyatlar sunarak piyasada yanıltıcı bir şekilde avantaj elde etmeye çalışması gibi birçok sektörde olan unsular haksız rekabete yol açabilir. Ancak eczaneler arasında sıklıkla gözlemlediğimiz bir durum arz etmemektedir.
Önemli olan hususlardan biri de az önce sorduğunuz dijitalleşme konusu. Bizler birikimlerimizle dijitalleşme konusunda çok yetkin olabilecek iken tüm eczacı meslektaşlarımızın lehine karar alma kısmında yasal prosedürlere bağlı şekilde emek ve zaman vermemizden dolayı pazarda ticari kaygısı olan ve sağlık biliminin etik değerlerinden uzaklaşmış eczacılarımız, eczacı olmayan ve eczacılık bilgi ve birikiminden haberi dahi olmayan kişilerin farklı yolları deneyerek bu alanı kendi çıkarlarına uygun şekilde kullanmalarının çok büyük haksızlık olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda mesleğimize ve buna bağlı toplumumuzun sağlığına çok büyük zarar vermekte. Bu konu hakkında bir an önce aksiyon planı kurgulamamız ve hayata geçirmemiz gerekiyor.
Eczaneler ve dermokozmetik alanı. Eczacılık eğitiminde bu alan nasıl bir yer ediniyor, bu konuda danışmanlık verirken nelere dikkat edilmesi gerekiyor?
Dermokozmetik ve kişisel bakım ürünleri geçirdiğimiz pandemi dönemiyle birlikte daha yoğunlukta internet satışlarına kaydı ve eczanelerimizdeki pazar payları azaldı. Bu alanda yeni projeler ve yaklaşımlar ile tekrar gerekli olan seviyeye getirmemiz gerekiyor. Aslında günü kurtarmak yerine yeni iş ortaklığı modelleri geliştirerek halkımızın; en güvenilir danışmanlık ve satış noktaları olan eczanelerden bu ürünleri temin etmesini umut ediyoruz.
Eczacıların ve Eczacılık Fakültesi öğrencilerinin dermokozmetik alanına her açıdan hâkim olmalarını sağlayacak, bu alanda aktif rol alabilmeleri için gerekli donanım ve bilgi ihtiyacını giderecek geniş kapsamlı eğitim programlarına katılmaları önemlidir. Cilt bakım ürünleri, kozmetikler, güneş koruyucuların seçimi ve doğru kullanımı ve ürün içerikleri hakkında bilgi sahibi olmak son derece önemlidir. Eczacılar, dermokozmetik alanında kullanılan aktif içerikler ile ilgili güncel makalelere dayanan bilgileri özümseyerek ve kendilerini yeni bilgilerle güncelleyerek danışanlarını bu alanda daha doğru yönlendirmelidirler.
Bu alanda Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği piyasada dengeleyici unsur olarak dermokozmetik ürünlerini üretmeye başladı ve ürün gamını genişleterek yola devam edecek. Bu girişimlerin eczacılık sektörü için önemli olduğunu düşünüyoruz.
Eczacılar kendilerini geliştirmek ve zamanın gerisinde kalmamak için neler yapmalı?
O kadar özel bir soru ki. Hayatın ve mesleğimizin özel şifresi gibi. Derneğimizin olmazsa olmazı aslında değişim ve dönüşüme ayak uydurmak, tüm dünyadaki gelişmeleri takip ederek bilgilerimizi ve bakış açımızı güncel tutmak ve ne olura olsun toplum sağlığına katkı sağlamak. Aslında tüm ticari kaygıların üstünde mesleğimizi devamlılığını sağlayarak güvenilir ve samimi olmak. Yaptığımız tüm organizasyonlar ve vizyonlar bunu amaçlıyor. Bazen aykırı gözüksek de zaman bizleri hep haklı çıkartıyor.
Sosyal medya günümüzün olmazsa olmazı. Bazı eczacılar çok aktif olarak belirli mecraları kullanıyorlar. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Sosyal medyanın sağlık alanında kullanımının toplum ile iletişime geçmekte önemli fırsatlar sağladığını söylemek mümkün. Sosyal medya kullanımı sağlık bilgisine erişimi iyileştirmeye devam ediyor. Hatırlatıcı ve farkındalık oluşturucu iletilerin paylaşılmasının sosyal medya kullanıcılarının ulaşabileceği doğru ve etkili bilgiler açısından önemli olarak görüyorum. Bilimsel bilgiler ışığında, ticari kaygı gözetmeksizin paylaşılan içeriklerin halk sağlığında önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. Bu bölümde tüm sağlık profesyonellerinin gerektiğinden daha fazla sorumluluk alarak halk sağlığına katkı vermesinin gerektiğine inanıyorum. Tabii ki yasal süreçlerin de önünün açılmasıyla ilgili ekstra çalışmamız gerektiğinin farkındayım.