RÖPORTAJ

Dikkat ve Davranış Problemleri Çocuk Nöroloji Bölümüne Başvuru Sebebi Olabilir

0
Dikkat ve Davranış Problemleri Çocuk Nöroloji Bölümüne Başvuru Sebebi Olabilir

Çocuk nöroloji polikliniğine en sık başvuru nedenleri arasında ateşli dönemde ortaya çıkan nöbetler ve epilepsy geliyor. Öte yandan çocukların motor gelişiminde gecikme olması ya da okula başladıktan sonra dikkat problemlerinin gözlenmesi, davranış problemlerinin ortaya çıkması da çocuk nöroloji bölümüne başvuru sebebi olabilir.

Çocuk nöroloji ile erişkin nöroloji arasında birçok farklar bulunuyor. Çocuk nöroloji; çocukları yenidoğan döneminden 18 yaşa yani erişkin döneme kadar takip ediyor. Çocuklarda yaş dönemlerine, gelişim süreçlerine bağlı olarak farklı bulgular ortaya çıkabiliyor. Yani hastalıklar çok farklı olsa da benzer şikâyetler ortaya çıkarabiliyor. Bu kapsamda çocuk nörolojisiyle ilgili tüm merak edilenleri Medipol Tıp Fakültesi Çocuk Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Yasemin Topçu ile konuştuk…

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden 2003 yılında mezun oldum. Daha sonra TUS (uzmanlık) sınavını kazanarak 9 Eylül Tıp Fakültesi Pediatri Bölümü’nde eğitime başladım. Pediatri uzmanlığı sonrası yine 9 Eylül Tıp Fakültesi’nde Çocuk Nöroloji yan dal eğitimimi tamamladım ve ardından da mecburi hizmet görevine başladım.

Diyarbakır’da 2 yıl süren mecburi hizmetimi tamamladıktan sonra önce Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne görev aldım. Ardından Medipol Tıp Fakültesi Çocuk Nöroloji Bölümü’nde çalışmaya başladım. Şu anda halen Medipol Tıp Fakültesinde çalışmaktayım.

Profesör unvanını aldınız. Öncelikle tebrik ederim.

Çok teşekkür ederim. Evet, iki ay önce profesörlük unvanımı resmi olarak aldım.

rop davranis 01

Çocuk nörolojisinin, yetişkin nörolojisine göre zorlukları var mıdır?

Örneğin; epilepsisi olan bir çocuk, ilk motor gelişim geriliğiyle bize başvurabilir ya da genetik hastalığı olan bir çocuk karşımıza hem motor gelişim geriliği hem de mental problemlerle gelebilir. Klinik bulgular çocuklarda çok benzer özellikler gösterdiği için tanı koyma süreci de uzayabilir ve birçok farklı tetkik yapmak gerekebilir.

Ayrıca çocuk epilepsi hastalarında takip sürecimiz ve tetkiklerimiz erişkinlerden farklı olabiliyor. Erişkin nöroloji bölümünde çoğunlukla epilepsi hastaları, uyanıklık EEG’si ile takip edilirken çocukluk çağında, özellikle de gelişimsel süreçte ortaya çıkan uyku ile ilişkili epilepsi sendromları nedeniyle uyku EEG ile değerlendirme yapmamız gerekiyor.

Çocukların hastalık süreçleri yanı sıra motor gelişimleri, bilişsel seviyeleri, okul başarıları ve psikodavranışsal süreçleri de takip edilmelidir.  Ayrıca çocukların her zaman kendilerini çok iyi ifade edemediği ve başvuru şikâyetlerinin de ebeveynlerin tariflerine dayandığı unutulmamalı. Çocuklarda genetik, metabolik hastalık gruplarının da ön planda değerlendirilmesi ve tetkik edilmesi gerekiyor. Tüm bu faktörler nedeniyle erişkin ve çocuk nöroloji bölümleri arasında birçok farklılıklar bulunuyor.

Ülkemizde en sık karşılaşılan nörolojik hastalıklar nelerdir?

Çocuk nöroloji polikliniğine en sık başvuru nedenleri arasında ateşli dönemde ortaya çıkan nöbetler, epilepsi, baş ağrıları, çocukluk çağı migren atakları, hareket ve uyku bozuklukları sayılabilir. Ayrıca çocukların motor gelişiminde gecikme olması ya da okula başladıktan sonra dikkat problemlerinin gözlenmesi, davranış problemlerinin ortaya çıkması da çocuk nöroloji bölümüne başvuru sebebi olabilir.

Evet, çocukların ifade becerileri henüz tam gelişemediği için bu erken dönemde en büyük sorumluluk ebeveynlerde. Ebeveyn bilinçleri ne düzeyde?

Ebeveynlerin bilgileri; sosyal medya, televizyon, gazete ve dergilerden okudukları ya da etraftan duyduklarına göre oluyor. Çok bilgili aileler de var ama tamamen sosyal medya üzerinden bilgi edinip gelen aileler de. Sonuç olarak artık günümüzde sosyal medya ön plana geçtiği için buna olağan gözle bakıyoruz. Önemli olan şu; her ne kadar yanlış bilgi edinseler de uzman kişiye başvurmaları ve uzman kişiden gerekli bilgiyi edinmeleri. Çünkü tıpta yüzde 100 diye bir şey yoktur. Her hastalığın kendi içerisinde farklılıkları vardır. Hastanın yaşına bağlı farklılıklar, çevresel faktörlerine bağlı değişiklikler, aileden getirdiği ve kişinin kendisinden kaynaklanan genetik farklılıklar vardır. O yüzden de tamamen kapsamlı olarak uzman bir kişi tarafından çocukların değerlendirilmesi gerekiyor.

O zaman sosyal medyada duyduğumuza inanamamakta yarar var.

Evet, ailelere sürekli söylediğim bir şey var. Çocukta bir şikâyet olduğunda, siz internete ya da sosyal medyaya girerseniz, o konuyla ilgili veya ilgisiz en ağır, en kötü vakaları görürsünüz. Sizin durumunuz o vakalarla aynı olmayabilir ya da süreciniz aynı gitmeyebilir. Çünkü bir hastalığı etkileyen çok fazla faktör var.

rop davranis 02

Tedavi aşamasında neler yaşanıyor?

Çok kapsamlı, çok geniş bir alandan söz ediyoruz. Nörolojinin içerisinde; epilepsi, beyin gelişimi ile ilgili diğer hastalıklar, kas hastalıkları, sinir hastalıkları, otizm, dikkat eksikliği, metabolik hastalıklar, zihinsel özürlülük yapan hastalık grupları var. Yani çocukların geleceğini ilgilendiren ve yaşam kalitesini belirleyebilecek ciddi konular var. O yüzden ilk etapta aileler, gerçekten stresli bir şekilde başvurabiliyorlar. Ön yargıyla gelebiliyorlar ya da biz bir sonuç verdiğimizde ilerisi için kaygıyla daha da olumsuz düşüncelere kapılabiliyorlar. Bu nedenle aileye hastalığı ve tedavisini iyice anlatmak, geleceğe yönelik bilgi vermek gerekiyor. Bizim buradaki görevimiz sadece tanı koymak değil, tanı koyduktan sonra da geleceğe yönelik çocuğu neyin beklediğini ve gelecekte neler olabileceğinin bilgisini verip çocuğu ve ailesini bu süreç için hazırlıyor.

Bu aralar ilaç bulmada sıkıntılarından bahsediliyor. Siz bu konuda benzer şikâyetler alıyor musunuz?

Evet, çok alıyoruz. Genel olarak son bir yıldır var ama son birkaç aydır iyice arttı. Neredeyse iki-üç ilaçtan bir tanesini aileler bulamadıklarını belirtiyorlar. Bu durumun da tamamen ekonomik ve döviz kurları ile ilgili olduğunu düşünüyoruz.

Epilepsi için bir yaş aralığı var mıdır?

Epilepsi için hiçbir yaş aralığı yoktur. Yenidoğan bir çocuktan erişkin döneme, yaşlılık sürecine kadar herhangi bir dönemde epilepsi ortaya çıkabilir.

Epilepsi hastalığının en belirgin nedenleri neler?

Epilepsi hastalığının; bilinen ve bilinmeyen nedenleri var. Hasta karşımıza bir şikâyetle geliyorsa ve epilepsi olduğunu düşünüyorsak öncelikle tanıyı, EEG ile kesinleştiriyoruz ve vakit kaybetmeden epilepsi tedavisine başlıyoruz. Ardından epilepsi yapan nedenleri araştırmak için tetkik sürecimizi başlatıyoruz. Beynin yapısını değerlendirmek için öncelikle beyin MR’ı yapılması gerekiyor. Çocuğun geçmiş bilgileri ve aile öyküsü çok iyi değerlendirilmeli. Doğum esnasında geçirilen ciddi sorunlar, oksijensiz kalma durumu, geçirilmiş kazalar, menenjit gibi enfeksiyonlar epilepsiye neden olabilir.

İlk tetkiklerle epilepsinin nedeni saptanamıyor ise mutlaka genetik epilepsiler açısından genetik tetkiklerin yaptırılmasını öneriyoruz. Çünkü kişiler aileden gelen öyküyü, daha üst soylarının geçmişini bilemeyebilirler.

Belirtileri nelerdir?

Epilepsinin çok çeşitli ve çok fazla belirtisi vardır. Hastalar tekrarlayan kusmalarla, tekrarlayan baş ağrılarıyla da gelebilir, bilinç kaybıyla ya da dalma atakları ile de gelebilir. Erken bebeklik döneminde; morarma, gevşeme, güçsüzlük atakları ile gelebileceği gibi kasılma, titreme şeklinde bilinç kaybının eşlik ettiği büyük ataklarla da gelebilir. Sonuç itibariyle, bir çocukta normalin dışında bir şikâyet ortaya çıkıyorsa (kusma, öğürme, kasılma, morarma, bilinç kaybı… gibi) ve bu şikâyet tekrar ediyorsa, tekrar sıklığı artıyorsa, atağın süresi uzuyorsa mutlaka epilepsi yönünden değerlendirilmesi gerekir.

Epilepsi hastalığı iyileşir mi?

İyileşme süreci epilepsinin nedenine göre değişiklik gösterir.  Eğer epilepsi; çocukluk çağı gelişimsel süreçte ortaya çıkan bir epilepsi tipi ise, nörolojik muayene normal, mental problemi yok ve beyin MR’ı normal ise çocukların çoğunda iyileşme gösterir.  Epilepsinin her zaman düzelme ihtimali vardır ama nedenine göre değişir.

Fakat dirençli epilepsi olarak takip ettiğimiz hasta grubunda bunu net olarak söyleyemeyiz. Çünkü dirençli epilepsi hastalarımız epilepsileri kontrol altına alınsa da, ilaç sayısı azaltılsa da uzun dönem ilaç kullanmak zorunda kalabilirler.  Beyinde bir hasar alanı veya genetik bir net epilepsi nedeni var ise öncelikle hedefimiz epilepsi atak sıklığını azaltmak veya tamamen durdurmak, hastaya en uygun koruyucu ilaç tedavisini vermektir.

Video EEG monitorizasyon niçin kullanılır?

Türkiye’de EEG çekim süreleri merkezden merkeze değişebiliyor. 20 dakika ile 1 saat arasında çekim yapan merkezler var. Bizim merkezimizde,  standart çekim süresi en az bir saattir. EEG çekimlerimizi uyku ve uyanıklığı içerecek şekilde planlayarak yapıyoruz.

Bazen epilepsi olduğunu düşündüğümüz olguların EEG çekimlerinde herhangi bir epileptik aktivite saptayamayabiliriz. Çünkü kısa çekim EEG’ler yüzde 10-20 olguda normal saptanabilir. Bu yüzden EEG’nin normal olması hastanın epilepsi olmadığını kesinlikle göstermez.  Yani hastanın şikâyeti epilepsi ile uyumlu ise ve kısa çekim EEG ile tanı konulamazsa uzun EEG çekimleri ile tanının netleştirilmesi gerekli.

Peki, 1 saatlik çekim sizin için yeterli oluyor mu?

Çoğu vakada 1 saatlik EEG çekimi yeterli oluyor. Sadece çocukta epilepsi düşünülüyorsa, kısa çekim EEG’lerde epileptik aktivite saptayamıyorsa mutlaka uzun EEG çekimi yapılmalı. Çünkü tedaviye başladığımızda tedavinin çoğunlukla en az 2 ile 4 yıl arasında devam etmesi gerekir. Tedaviye başlamadan epilepsinin tipini belirlememiz gerekiyor. Çünkü epilepsinin tipine göre tedavi süresi ve kullanılan ilaç değişebiliyor.

Ayrıca dirençli epilepsi, motor gerilik, gelişim problemi olan çocuklarda her gördüğümüz anormal hareket nöbet olmayabilir. Çocuğun gerçek nöbetleri yanında hareket bozukluğu olabilir. O yüzden her hareket bozukluğunu epilepsi yönünde yorumlamamak gerekir. Bazen bu gerçek nöbet mi yoksa yalancı nöbet mi? Bir hareket bozukluğu ile ilgili bir durum mu? Bunu değerlendirmek için uzun EEG çekimi yapmamız gerekir. Uzun EEG çekimi sırasında hareketlerin epilepsiye bağlı olup olmadığı net olarak anlaşılabiliyor ve böylece çocuklar, gereksiz ilaç tedavisinden, ilaç dozlarının arttırılmasından ya da yanlış tanı almaktan korunabilirler.

Bunların dışında bir de uyku bozuklukları var. Bazı epilepsi tipleri uyku nöbetleri, uyku bozuklukları ile karışabiliyor. Böyle durumlarda da mutlaka uzun EEG monitörizasyon yapılmasını öneriyoruz. Çünkü uyku sırasında gelen atakların uyku nöbeti mi yoksa uyku bozukluğu olduğunu net olarak uzun EEG çekimleri ile belirleyebiliriz.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Şunu eklemek istiyorum; çocuk nörolojide, bazı hastalık gruplarında bir kez muayene ile tanı konamayabilir. Eğer bir şikâyet varsa ve bu tekrar ediyorsa çocukların belli bir merkezde düzenli, uzun süreli takibi çok önemli. Çünkü erken çocukluk döneminde ya da bebeklik döneminde bazı bulgular tam oturmayabilir. Çocukların nörolojik gelişimlerinin 3-6 ay aralıklarla iyi takip edilmesi gerekir. Bu süreçte sabırlı olmak çok önemlidir.  Özellikle şunu belirtmek isterim ki, her şikâyet, her bayılma, her bilinç değişikliği epilepsi olarak yorumlanmamalı. Kısa çekim EEG’ler normal ise mutlaka uzun çekim EEG’ler yapılmasını öneririm. Çünkü tanı doğrulanmadığı zaman hastalar gereksiz ilaç tedavisi alabiliyor. Bu durum gelecekte meslek seçimlerinde, ehliyet alma ve evlilik süreçlerinde sıkıntı yaratabiliyor. Tedaviye yanlış bir şekilde başlanırsa, yıllar boyunca o tanı sürecinin devam edeceği unutulmamalı. O yüzden tedavi başlamadan önce tanıdan emin olmak gerekiyor. Tedavi sürecinde belirli aralıklarda uzman takibinin asla ihmal edilmemesi lazım. Takip esnasında çocukların sadece fiziksel gelişimlerin değil, zekâ gelişimlerinin, dikkat süresi, davranış durumlarının, yaşıtlarıyla sosyal ilişkisinin takip edilmesi gerekir.

Bazı hasta gruplarınızı ele alacak olursak, tedavinizde fizik tedavinin önemi nedir?

Fizik tedavinin, tedavi sürecinde çok önemli bir yeri var. Nöroloji ve fizik tedavi bölümleri birbirinin tamamlayıcısı. Çünkü bir sorun ortaya çıktığında ne kadar erken süreçte uygulamayı başlatırsak, hastanın fizik tedaviden o kadar yarar görmesini sağlarız. Mesela fizik tedavi ihtiyacı olan bir çocuğa 6 aylıktan itibaren fizik egzersizi başlattığımızda çok daha olumlu sonuçlar görüyor iken, 2-3 yaşından sonra başlattığımızda çok daha farklı sonuçlar görebiliyoruz.

Hastanın sorun tespit edildiği anda fizik tedaviye yönlendirilmesi gerekiyor. Bazen herhangi bir sorunun tespit edilmediği, prematüre gibi riskli hasta gruplarında da fizik tedaviyi erken dönemde öneriyoruz. Çünkü biliyoruz ki beyin gelişen bir organ ve beyin gelişiminin büyük bir kısmı ilk üç yaşta oluyor. İlk birkaç ayda ortaya çıkmayan bulgular özellikle bir yaşına doğru ortaya çıkabiliyor. İşte önemli olan ilk ipuçlarını saptadığımızda hemen müdahaleye başlayabilmek.

Türkiye “Yüzyılın Dayanışması” ile Yaraları Sarıyor, Sağlık Seferberliği Tüm Hızıyla Devam Ediyor

Önceki

Bebeğinizin Sizi Duyduğuna Emin misiniz?

Sonraki

İlginizi Çekebilir.

More in RÖPORTAJ