İstanbul Eczacı Odası tarafından organize edilen 2023 Eczacılık Buluşması’nda, organizasyonun sponsorluğunu da üstlenen Philips’in, Philips Kişisel Sağlık Türkiye Ülke Müdürü Sibel Yıldız ile Philips standında bir araya geldik.
Sibel Hanım ile daha önce de bir söyleşi gerçekleştirmiştik. Söyleşi harici de birçok alanda karşılaşıyoruz. Sibel Hanım her zaman çok zarif ve naif tavırlarıyla gönlümüzü fethetmeyi başarıyor. Röportaj talebimizi de reddetmeyerek bunu daha da sağlamlaştırdı diyebilirim. Bu seferki söyleşimiz, daha çok iki dost buluşması gibi gerçekleşti. Biz çok keyif aldık. Umarım röportaja da yansımıştır.
Philips olarak, İstanbul Eczacı Odası tarafından organize edilen 2023 Eczacılık Buluşması’nda yer almanızın en önemli nedeni nedir?
Öncelikle sağlık teknolojileri şirketi olarak, bu gibi organizasyonlarda eczaneler ile bir araya gelmek bizim için çok önemli. Eczacılar, bunun sürekli altını çiziyorum; onlar birincil sağlık danışmanlarımız. Bu anlamda eczacılarımız ile iş birliğini çok anlamlı buluyoruz. 2021 yılında yaptığımız “Sağlık Trendleri” araştırmasında da bunu gördük. Türkiye’de eczacılar çok güvenilir ve sağlıkta kendi alanında fikir önderi olarak konumlandırılıyor. Örneğin, çok acil müdahale gerekmeyen bir rahatsızlıkla karşılaşıyorsak öncelikle eczacımıza başvuruyoruz. Bu bizim araştırmamızda da yüzde 22 oranında çıktı.
Anne-bebek sağlığı kategorisindeki Avent ve ağız ve diş sağlığı kategorisindeki Sonicare ürünlerimiz, Kişisel Sağlık ürün portföyümüz içerisinde yer alıyorlar. İnsanların hayatını iyileştiren bu iki ürün grubumuz için de eczane kanalı bizim için çok önemli. Bu yüzden onlarla iş birliğimizi güçlendirmek istiyoruz. Bu buluşmanın bizim için bir diğer anlamı ise Cumhuriyetimizin 100. yılına denk gelmesi ve bizim de Philips olarak 90 yılı aşkın bir süredir Türkiye’de faaliyet gösteriyor oluşumuz.
Bu platformda yaşanan karşılıklı geri bildirimler sizler için nasıl bir anlama sahip?
Marka prensibi olarak; paydaşlarımızı ve tüketicilerimizi dinleyerek onların ihtiyaçlarına göre aksiyon almayı çok önemsiyoruz. 130 yılı geride bırakan ve hâlâ güçlü duran bir markadan bahsediyoruz. Philips’in güçlü kalabilmesinin arkasında yatan; başta inovasyon odaklı olması ve bunu hem tüketicilerden hem de paydaşlarından ilham alarak hayata geçirmesidir. Bu anlamda da eczacılardan çok fazla ilham aldığımızı söyleyebilirim. Bunun ile alakalı olarak çok fazla saha ziyaretleri de yapıyoruz ve mümkün olduğunca bu tarz platformlarda onları fikir lideri olarak gördüğümüzü belirtiyoruz. “Beraber iş birliğimizi nasıl geliştirebiliriz, nasıl daha fazla insanın hayatına dokunabiliriz, tüketicileri nasıl bilinçlendirebiliriz?” diye geri bildirimlerde bulunuyoruz. Çünkü Avent markamız ile anne-bebek sağlığının, Sonicare ürünlerimiz ile ağız ve diş sağlığının önemini vurguluyoruz.
Az evvel bahsettiğiniz gibi burada Philips Avent markanızla da yer aldınız. Bu yüzden biraz da Avent’ten bahsedelim mi? Bilmeyen anne yoktur ama adaylar ve kullanıcılar için biraz daha bilgi edinelim derim, sizi bulmuşken.
38 yılı aşkın bir süredir Philips Avent markamız ile ebeveynlerin ve bebeklerinin, doğumdan itibaren tüm deneyimlerinde yanlarındayız. Anne-bebek sağlığı alanında her zaman için kaliteyi ön planda tutan, bütün inovasyonlarını ve yatırımlarını da buna göre gerçekleştiren bir sağlık teknolojileri markasıyız. Ebeveynlik yolculuğunda, babaları da dahil ederek, her deneyimlerinde yanlarında olmak ve onları bilinçlendirmek istiyoruz.
Amacımız, bebeklerin mümkün olduğunca uzun süre anne sütü ile beslenmeleri ve hayata sağlıklı ve güçlü bir başlangıç yapmaları. Avent markamızın ürün grubu da buna göre şekillendiriliyor. Örneğin; emzirmeyi destekleyen, annelerin süt sağma performansını artırabilecekleri göğüs pompalarımız var. Biberonlarımızın başlıkları, biberonla beslemek durumunda kalan annelerin sonrasında anne sütü vermek istediğinde “meme reddi” yaşamaması için anne göğsüne yakın bir şekilde tasarlanıyor.
Hedefimiz, sağlıklı nesiller için hayata sağlıklı bir başlangıç olması ve bebeklerin daha uzun süre anne sütü ile beslenebilmeleri. Ebeveynler için bu sürecin ne kadar zorlu olduğunu biliyoruz. Çünkü ben de iki kız çocuğu annesiyim. Bu yüzden de bu süreçlere hakimim.
Ben de şimdi tam da oraya değineceğim. “İki çocuk annesi olarak iş hayatınızdaki kimliğiniz ile annelik yaşantınız arasında nasıl bir ilişki kurdunuz?” diyecektim. Siz benden önce davrandınız.
Benim bir sekiz yaşında bir de beş yaşında iki kız çocuğum var. Aynı zamanda yoğun çalışıyorum ama şöyle düşünüyorum; “Ben her şeyden önce bir Cumhuriyet kadını da olarak, kız çocuklarıma güzel bir rol model oluyorum. Çünkü çalışmak üretmek gerçekten çok önemli. Çalışıyoruz, üretiyoruz, faydalı işler yapıyoruz. Markamızın amacı da bu yönde; insanların hayatını iyileştirmek. Bu yüzden bu dengeyi sağlamaya çalışıyorum ama çalışan kadınlara tavsiyem; kendilerini de düşünmeleri yönünde. O yüzden “önce kendi maskenizi takın” diyorum. Kendi önceliklerinizi iyi belirledikten sonra, çocuklarınızla kaliteli zaman geçirebiliyorsanız, ailenize ve işinize dengeli bir şekilde zaman ayırabiliyorsanız suçluluk hissedecek bir durum kalmıyor. İki birlikte yürüyebiliyor ve çalışan annelerin de bu konuda stres yaşamamaları gerektiğini düşünüyorum. Biz çocuklarımıza güzel bir rol model olduktan sonra, bu en güzel motivasyonlardan biri.
“Philips Avent Süt Saatim Projesi” ile başvuruda bulunan şirketlere nasıl bir danışmanlık veriyorsunuz ve 2015’ten beri bu proje ne kadar başarılı oldu?
Bizim çıkış noktamız; “Nasıl yeni bir fayda yaratabiliriz?” düşüncesiyle oldu. Sürekli tüketici araştırmaları yaparak, onları dinliyor ve içgörülerinden faydalanıyoruz. O dönemde de biz şunu gördük; doğum izninden geliyorsunuz, sütünüzü sağmak istiyorsunuz ama bir süt sağma odası yok. Bunun nedeni de bu konuda henüz yeterince farkındalık olmaması. 2015 yılında yaptığımız bir araştırmada gördük ki Türkiye’deki şirketlerin yüzde 70’inden fazlasında süt sağma odası yok.
Biz de Philips Avent olarak bu konuda bir farkındalık yaratarak, şirketlere açık bir çağrı yaptık: “Siz bizim belirlediğimiz şartları sağlayın, biz de size bir süt sağma odasının nasıl olması gerektiği konusunda danışmanlık sağlayarak ürünlerimizle destek olalım. Bu odayı veren şirketlere ürünlerimizi bedelsiz olarak gönderiyoruz. Ama her şeyden önemlisi o farkındalığı yarattığımız için biz duyurduğumuzdan itibaren, insan kaynakları yöneticilerinden veya şirket çalışanlarından; “Bizim şirkette yok. Bizim şirkete de destek olun” şeklinde geri dönüşler aldık. Bizler de seve seve şirketlere destek oluyoruz. Bugüne kadar 30 binden fazla kadının hayatına dokunma şansı bulduk. 2015’ten beri 240’tan fazla şirkette, süt sağma odalarının hayata geçebilmesini teşvik ettik. Kadının istihdamda kalabilmesi adına da bu proje çok önemli. Çünkü psikolojik olarak da anne olmuşsunuz, çocuğunuzu bıraktığınız için ister istemez bir suçluluk duygusu oluyor. Şirkette rahat ve hijyenik bir ortamda sütünüzü sağıp, eve o süt dolu kaplarla gittiğinizde o suçluluk duygusu gidiyor. Bebek için de faydası yadsınamaz.
Sonicare de bu buluşmadaki yerini aldı. Sizle daha önce Sonicare adına bir söyleşi gerçekleştirmiştik. Gerçekten alanında devrim yaratan özellikleri barındırıyor. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?
Sonicare diğer Philips ürünleri gibi alanında fark yaratan bir teknolojiye sahip. Sonic teknolojisi, 62 bin fırça darbesi ve yarattığı mikro kabarcıklar sayesinde üstün bir plak temizliğinin yanında diş etlerine de bakımı yapıyor. Gururla söyleyebilirim ki diş hekimlerinin tavsiye ettiği ve deneyenlerin memnun kaldığı bir ürün. Kullandıkça farkını görüyorsunuz.
Ağız sağlığımız çok önemli. Ağzımız, vücudumuza açılan kapı. Sonicare hangi yönü doğru fırçalayacağınızla ve ideal süre ile alakalı sizi doğru fırçalama için yönlendiriyor. Sizi daha etkin bir şekilde diş fırçalamaya teşvik ediyor. Sonicare ile dişinizi fırçaladığınızda hata yapma şansınız yok. Bu konuda eczane kanalımız çok önemli, diş hekimlerimizle de beraber yol alıyoruz.
Organizasyonda yer alan “Mucizeni Keşfet VR” deneyim alanınız da çok dikkat çekti . Biraz da bu alandan bahseder misiniz?
Kişisel Sağlık İş Birimi olarak amacımız; insanların kişisel bakım rutinleri ile ilgili bir farkındalık yaratmak. Biz bu alandaki çalışmalarımızı daha çok birer sosyal sorumluluk projesi gibi görüyoruz.
Çünkü gündelik hayatımıza katacağımız bazı kişisel bakım alışkanlıkları; ağız bakımımızı daha iyi yapmak, öz bakımımıza daha çok özen göstermek gibi. Bu alışkanlıkların hem fiziksel hem de ruh sağlığımız açısından ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu anlatmaya çabalıyoruz ve bu alanda farkındalık kazandırmayı hedefliyoruz.
“Mucizeni Keşfet VR” da bu amaçla ortaya çıkan bir proje. Bir sanal gerçeklik uygulaması ve ona eşlik eden VR gözlüğü sayesinde farklı bir deneyim sunuyoruz. Mucizeni Keşfet serüveni; ağızdan başlayıp hücrelerimize, kalbimizin nasıl çalıştığına, hatta nefes alıp vermemize kadar size farklı bir deneyim sunuyor. Bu yolculuk esnasında da şunu anlatmak istiyoruz. Mucize aslında içimizde.
Hayatımıza katacağımız faydalı alışkanlıklar; ağız bakımımızı daha iyi yapmak, kişisel bakımımıza daha çok özen göstermek bizi daha iyi hissettirecektir. Bunun bize bütüncül sağlık açısından yani hem fiziki hem de mental sağlığımız olarak nasıl geri döndüğünü anlatmaya çabalıyoruz. Bir farkındalık kazandırmayı hedefliyoruz. Gerçekten deneyimleyenlerden aldığımız dönüşler de bunu gösteriyor. Farkındalık yaratıyor, bizleri mutlu ediyor.
