RÖPORTAJ

“Stratejilerimizi Tüketicilerin İhtiyaçlarına Göre Belirliyoruz”

0
stratejilerimizi tuketicilerin ihtiyaclarina gore belirliyoruz

Bayer Türkiye Tüketici Sağlığı Pazarlama Direktörü Tuna Demiralp, “Bireylerin hayat kalitelerini artıran ürünler sunmak için özveriyle çalışıyor ve bu süreçte tüketicinin ihtiyaçlarını dikkate alıyor, stratejilerimizi bu ihtiyaçlara göre belirliyoruz.” diyerek bize Bayer’in çalışma prensibini çok iyi özetliyor. Demiralp ile gerçekleştirdiğimiz röportajda Bayer’i daha yakından tanıma fırsatı bulduk ve sizlere de bunu en iyi şekilde yansıtmaya özen gösterdik. 

Yaklaşık 70 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren Bayer, pek çok farklı kitleye hitap ediyor. Farklı ürün çeşitlerinizden, amaç odaklı yaklaşımınızdan ve Türkiye’deki yapılanmanızdan biraz bahseder misiniz?

WhatsApp Image 2023 09 14 at 15.24.29

Tuna Demiralp

160 yılı aşkın tecrübesiyle sağlık ve tarım alanlarında uzmanlaşmış bir “Yaşam Bilimleri” şirketi olan Bayer, Türkiye’de de 1954 yılından beri faaliyet gösteriyor. Her biri kendi pazarlarında, iyi konumlarda bulunan ve büyüme potansiyeli vaat eden iş birimlerimiz; Tüketici Sağlığı, İlaç ve Tarım bölümleri ile çağımızın önemli sorunlarına çözümler sunarak yaşamı daha da iyileştirmeyi hedefliyoruz. 

Tüketici Sağlığı Bölümü olarak bizler, bireylerin hayat kalitelerini artıran ve önlenebilir sağlık problemlerine karşı çözüm getiren ürünler sunuyoruz. Ayrıca kişilerin ciddi sağlık sorunları yaşamamaları için önem vermeleri gereken konulara dikkat çektiğimiz, sağlık bilincini artırmaya yönelik projeler de hayata geçiriyoruz. 

Kalitesi, güvenilirliği ve bilimsel temellere dayalı etkisiyle tercih edilen markalarımız hem küresel düzeyde hem de Türkiye’de yüksek bilinirliğe ve güçlü pazar konumuna sahip. Portföyümüzde; dermatoloji, gıda takviyeleri, sindirim sağlığı, soğuk algınlığı gibi birçok alanda ihtiyaçlara cevap veren, küresel çapta ikonik, pek çok markamız var. Dermatoloji kategorisinde oldukça bilinen Bepanthol, gıda takviyeleri kategorilerinde ilk sıralarda yer alan Redoxon ve Supradyn, portföyümüzde yer alan markalarımızdan. Aynı zamanda, hamilelik ve emzirme döneminde annelere destek olmak amacıyla Elenatal ve sindirim sağlığı kategorisinde yine önemli markalarımız bulunmaktadır. Soğuk algınlığı kategorisinde ise Aspi NATURA markalı öksürük şurubu, boğaz ve burun spreyleriyle yer alıyoruz. Güçlü markalarımızla, insanların sağlığını korumak ve iyileştirmek adına önemli bir misyon üstleniyoruz ve bundan gurur duyuyoruz.

Dermatoloji, takviye edici gıdalar, sindirim sistemi sağlığı ve soğuk algınlığı gibi birçok farklı alanda sağlık ihtiyaçlarına cevap veren ürün gamına sahip bir firmasınız. Sanırım 170’ten fazla diyordu web sitenizde. Bütüncül sağlık kavramı her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Siz de marka olarak, bu açıdan çok önemli bir yerde duruyorsunuz. 

Konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Bütüncül sağlık kavramı, ilk kez Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1946 yılında tanımlandı ve sağlığın, tüm fiziksel, zihinsel ve sosyal iyi oluş hali olarak çok boyutlu bir şekilde ele alınması gerektiğinin önemine değinen bir yaklaşım olarak ön plana çıktı. Araştırmalar, bireylerin iyi oluş haline bütüncül yaklaşıldığında olumlu etkiler yaşadığını ve yaşam kalitelerinin arttığını göstermektedir.

Bu nedenle, kendi sağlığımızı korumak, vücudumuzu tanımak, hangi faktörlerin bize iyi geldiğini anlamak ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürmek için bu farkındalığa sahip olmak son derece önemlidir. Bayer Tüketici Sağlığı olarak insanların daha sağlıklı hissetmelerine yardımcı olmayı ve dünya çapında sağlık sistemlerinin daha sürdürülebilir hale gelmesini destekliyoruz. Bu amaçla, insanlara günlük sağlıklarını nasıl iyileştirebilecekleri konusunda bilgilendirici araçlar, kaynaklar ve bilgilerle destek sağlıyoruz. Kendi sağlık durumları hakkında bilgi ve söz sahibi olmalarını teşvik ediyoruz. “Sağlık Okuryazarlığı” projemizle toplumun bu alandaki bilgi düzeyini artırmayı amaçlıyoruz. Sağlıklı yaşam için toplumu motive ederek, temel sağlık bilgilerine hâkim olmalarını sağlamaktan başlayarak, sağlık profesyonelleriyle etkin iletişim kurmalarına ve günlük sağlıklı yaşam alışkanlıklarına yönelmelerine kadar birçok konuda halkımıza destek olmak istiyoruz.

Ayrıca yenilikçi ve zengin portföyümüzle de toplumun farklı alanlarda ihtiyaçlarını gidermesine yardımcı oluyoruz. Bireylerin hayat kalitelerini artıran ürünler sunmak için özveriyle çalışıyor ve bu süreçte tüketicinin ihtiyaçlarını dikkate alıyor, stratejilerimizi bu ihtiyaçlara göre belirliyoruz. 

Bayer sağlık hareketi adına pek çok proje hayata geçiriyor. Biraz bu projelerden de bahseder misiniz? 

Bayer olarak “Daha İyi Bir Yaşam için Bilim” misyonumuz doğrultusunda çalışmalarımızı şekillendiriyor, DNA’mıza işlemiş yenilikçi bakış açısı ile bilimin ve farkındalık yaratmanın gücüne inanıyoruz. Koruyucu sağlık kavramını odak noktamızda tutarak projelerimizi bu sağlam temel üzerine inşa ediyoruz. 

Faaliyet gösterdiğimiz alanda ülkemizin en önemli gelişim alanlarından biri; “Sağlık Okuryazarlığı konusu” diyebilirim. 

WhatsApp Image 2023 09 14 at 15.24.53

Sağlık okuryazarlığı seviyesinin yükselmesi, halk sağlığının en temel ihtiyaçlarından ve kesinlikle belli bir farkındalık düzeyi gerektiriyor. Bu noktada da doğru kaynaktan doğru bilgi arayışının, sağlık konusunda kritik bir öneme sahip olduğunun altını çizmek istiyoruz. Bu alanda birçok proje gerçekleştiriyoruz. 

 

Örneğin 2017 yılında “365 Gün Sağlıklı Yaşa” mottosuyla “365 Gün Sağlıklı Yaşam Hareketi” projesini hayata geçirdik. 

Proje kapsamında 365gun.com web sitesini yayına aldık ve pratik sağlık, iyi beslenme gibi konularda uzmanlarımızın oluşturduğu içeriklerle “Sağlıklı yaşa!” mesajımızı verdik. 365gun.com web sitesi üzerinden proje başlangıcından günümüze kadar insanlarımızın kendi sağlıkları hakkında bilgi düzeylerini artırmalarına yardımcı olduk. 

Bu projemizin devamında, Millî Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız iş birliği sonucunda ilköğretim çağındaki çocuklara ulaşmak için okul bahçelerini öğretici oyun içerikleriyle renklendirdiğimiz “365 Gün Teneffüste Sağlık” projemizi gerçekleştirdik. Öğretmen Akademisi Vakfı’nın da destekleriyle ülkemizin birçok farklı şehrinde bulunan Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı 77 ilkokula eğitici içeriklerimizi konumlandırdık ve bu sayede binlerce çocuğa ulaştık. Yine ÖRAV ile dirsek dirseğe çalışarak, tam 150 öğretmene “Oyunla Öğrenme Tasarımı Eğitimci Eğitimi” verdik. Eğitimleri tamamlayan öğretmenlerimiz, MEB Başarı Belgesi almaya hak kazandılar. 

“Tavsiyen Eczanede” projesi de bu kapsamda yaptığımız çalışmalardan bir diğeri. Bu yıl 3. senesine girdiğimiz projede tüketicilerin gıda takviyeleri konusunda doğru yönlendirilmesi, halk sağlığının korunması ve bu konunun en önemli neferlerinden olan eczacıların desteklenmesini amaçlıyoruz. İstanbul 

Medipol Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile hayata geçirdiğimiz proje ile eczacılarımıza, danışanları ile kuracakları iletişimde kendilerini desteklediğimiz kapsamlı bir program sunduk. 

Sağlık okuryazarlığı konusunda gerçekleştirdiğimiz tüm çalışmalar bizi çok güzel bir noktaya getirdi ve 2021 yılında 

“Sağlık Okuryazarlığı Günü” ile Türkiye’de çok özel bir projeye imza attık. Bu projemiz ile sağlık alanındaki bilgi kirliliğinin önüne geçmek istedik. Dijitalleşmenin bir getirisi olarak sosyal medyanın popülerliği son yıllarda oldukça arttı ve insanlar sağlık konusunda da artık bu mecralara başvurmaya başladı.

Ancak her kaynak doğru bilgi içermiyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımladığı “infodemi” yani “yanlış bilginin yayılımı” maalesef oldukça yaygın. Biz de buradan yola çıkarak, halk sağlığının en temel ihtiyaçlarından birinin “toplumun sağlık okuryazarlığı düzeyinin yükselmesi” olduğunu bir kez daha anladık ve 22 Ekim tarihini “Sağlık Okuryazarlığı Günü” olarak ilan ettik. Böylece bu konu özelinde bugüne kadar yaptığımız tüm projeleri tek bir çatı altında toplayarak bu özel günü sahiplenmiş olduk.

İlk yılında, proje kapsamında araştırma şirketi IPSOS ile 

Türkiye çapında bir Sağlık Okuryazarlığı Araştırması gerçekleştirdik ve araştırma sonucunda ülkemizdeki sağlık okuryazarlığı düzeyi hakkında önemli veriler elde ettik. Geçtiğimiz yıl ise araştırmadan elde ettiğimiz verilerin ışığında “Gezilecek Değil Yaşanacak Bir Sergi” söylemimizle projemizi bir adım daha öteye taşıdık ve 22 Ekim Sağlık Okuryazarlığı Günü’nde “Sağlığı Anlamak” sergisini açtık.

Markalarımızın da bu alanda yürüttüğü önemli çalışmalar mevcut. Onlar da kendi alanlarında tüketiciyi kendi sağlığına sahip çıkma konusunda bilinçlendirmeye yönelik farklı projeler yürütüyor. Örneğin ülkemizde cilt bakımı farkındalığı ve alışkanlığı da oldukça düşük. Biz de buradan yola çıkarak, Bepanthol SensiDaily sponsorluğunda, Türkiye Cilt Farkındalığı Araştırması’nı yaptık ve bu araştırmaya göre ülkemizde en sık yaşanan cilt problemleri “kuruluk” ve “kaşıntı” olmasına rağmen, bunlara sebep olabilen “atopik cilt” tipini her 4 kişiden sadece 1’inin bildiğini öğrendik. Üstelik araştırma gösteriyor ki yaşanılan cilt sorunları her 10 kişiden 9’unu duygusal olarak da olumsuz etkiliyor. Durum böyleyken söylemlerde bulunmak tek başına yeterli kalmıyor, etkili olmak için eyleme geçmek gerekiyor. Biz de “Camdaki Kız” dizi entegrasyon projesiyle bu farkındalığı besleyecek güzel bir adım attık. 

Temsil edilmenin ve kendi deneyimlerini ekranda görmenin tüketiciyi ne denli etkilediğinden yola çıkarak Bepanthol SensiDaily ile “Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanmıştır” dedik. Oyuncu Leyla Feray’ın kendi hayat hikayesinde de olan atopik cilt sorunlarını, dizideki Pera karakteri ile aktardık. Ekranları başında birçok insan, bu soruna dizi sayesinde tanıklık etti. Hatta bu sayede ihtiyaçları olan doğru bakımla tanışmalarına yardımcı olduk. Yolculuğa tüketici ile çıkarak, onların kalbine dokunan ve davranış değişikliğini destekleyen bir iletişim çalışmasının etkisini sonuçlarda da gördük. 

İnsanlar cilt tipi hakkında bilgi almak için harekete geçti. Algısal sonuçlarda, atopik cilt tipine bağlı yaşadığı sorunları tanımlayabilenlerin oranının 6 puan yükselmesi ve markanın dijital aramalarında yaşanan 6 kat artış, bizlere amacımız için etkili adımlar attığımızı gösterdi.

Bepanthol Baby ile bebekler daha eşit ve kapsayıcı ifadelerin kullanıldığı bir dünyada büyüsün dediğiniz projeniz “İyiliğe Ninniler” çok ses getirdi. Devam ediyor mu? Sırada ne var? 

Bepanthol Baby ile pişiği önleyerek bebeklerin uykusunu iyileştirme hedefimizi, uyku rutininin vazgeçilmez bir parçası olan ninnilerle buluşturduk. Ninnileri bebeklerin algılarının ilk aylardan itibaren şekillendiği ve dünyayı duyduklarından öğrendikleri bilgisini göz önünde bulundurarak odağımıza aldık. 

Ninnilerdeki anlatıyı uzman pedagoglarla birlikte özenle düzenleyerek, melodilerini koruyarak ve pozitif bir dille günümüzün öne çıkan toplumsal değerlerini taşıyacak şekilde yeniden düzenledik. Sertab Erener ile seslendirdiğimiz albümümüzde, Öykü Karayel, Can Bonomo ve Sezen Aksu da birer ninnide eşlik ederek yer aldı. Albümümüzü ebeveynlerin sık sık başvurduğu dijital platformlara yükledik. “Bepanthol Baby İyiliğe Ninniler” ile hem bebekleri hem iyiliği büyütmek için bu platformlarda elde edilen dijital dinlenme gelirlerini AÇEV’e bağışa dönüştürdük. 

Ayrıca büyüttüğümüz iyiliği global ölçekte yaymak amacıyla projemizin İngilizce ninniler ayağını hayata geçirdik. Sertab Erener ile beş popüler İngilizce ninniyi yeniden yorumladık. İlk albümümüzün dinlenme gelirlerini AÇEV’in Anne ve Baba Destek Programları için bağışa dönüştürmeye devam ederken; 6 Şubat Depremlerinin ardından, yeni albümümüzün gelirlerini AÇEV’in depremden etkilenen yerleşim yerlerindeki çalışmalarına destek olmak için kullanmak istedik. Bu sayede, sürdürülebilir iyilik çalışmalarına katkı sağlamayı ve toplumda olumlu bir etki yaratmayı amaçladık.

WhatsApp Image 2023 09 14 at 15.25.49

Sizce ülke olarak sağlık okuryazarlığında ne durumdayız? 

Siz bu konuda neler yapıyorsunuz?

Sorunuzun yanıtı için IPSOS’la gerçekleştirdiğimiz “Sağlık 

Okuryazarlığı Araştırması”nın sonuçlarına bakabiliriz. 2021 yılında toplumun sağlık okuryazarlığı düzeyini değerlendirmek ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını anlamak amacıyla geniş çaplı bir çalışma yaptık. Araştırmamız oldukça çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı ve ülkemizdeki sağlık okuryazarlığı düzeyi hakkında önemli bilgiler sundu bize. Örnek vermek gerekirse, araştırmaya katılan her dört kişiden sadece biri sağlık okuryazarlığı kavramını duymuş. Ancak dikkat çekici nokta şu ki katılımcıların yüzde 90’ına yakını, sağlığını tehdit eden alışkanlıklarının ve sağlıklı kalmak için yapılması gerekenlerin farkında fakat edindiği bu bilgileri uygulama konusunda zorlanıyor. Örneğin; araştırmaya göre Türkiye’nin yüzde 90’ına yakını sigara, tütün ve tütün ürünleri tüketiminin zararlı, egzersiz yapmanın ve düzenli uykunun ise sağlık üzerinde pozitif etkisi olduğunu biliyor. Buna karşılık ne yazık ki sigara içmeyi denemiş her 10 kişiden altısı halen sigara içmeye devam ediyor, haftada bir veya daha fazla egzersiz yaptığını ifade edenlerin oranı ise yüzde 50’nin altında kalıyor. Araştırmada bir başka öne çıkan bulgu ise, yüzde 62’lik bir kesimin uyku düzenine dikkat ettiğini belirtmesine rağmen katılımcıların yüzde 47’sinin uyku kalitesini “kötü” olarak değerlendirmesi oldu. Uyku düzenini etkileyen olumsuz faktörlerin başında ise telefonda ve televizyonda vakit geçirmek, tütün ve kafein ürünleri tüketmek olduğu belirtiliyor. Katılımcılar uyku kalitesini düşüren nedenlerin farkında olduklarını belirtmelerine rağmen her 10 kişiden altısı yine de bu alışkanlıkları sürdürdüğünü ifade ediyor. Bu araştırma, toplumun sağlık bilincini artırmak ve olumlu davranış değişikliklerini teşvik etmek için çalışmalarımızın önemini vurgulamaktadır. Bu doğrultuda 2022 yılında “Sağlığı Anlamak” sergisini hayata geçirdik. Bu sergimizle, VR teknolojisi gibi yenilikçi yöntemlerden faydalandık, katılımcılara insan vücudunu tanıtıp, sağlıklı yaşam alışkanlıklarını destekleyen bir deneyim sunarak sağlık bilincini toplumun her kesimine yaymayı amaçladık. Bayer olarak, “Daha İyi Bir Yaşam için Bilim” misyonumuz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Sağlık okuryazarlığını desteklemeye ve toplumun sağlık bilincini artırmaya yönelik projeler geliştirmeye devam edeceğiz.

WhatsApp Image 2023 09 14 at 15.25.41

Bayer, Tüketici Sağlığı kategorisinde reklam ve iletişim çalışmalarında hangi hassasiyetlerle hareket ediyor?

Sağlık sektöründe halkın doğru bilgilere erişmesi ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemesi büyük önem taşır. Yanıltıcı reklamlar, insanları yanlış yönlendirebilir ve sağlıklarını riske atabilir. Bu nedenle, “Sorumlu reklamcılık” anlayışı doğru ve güvenilir bilgilerin aktarılması, toplumun sağlık konusunda bilinçlenmesi ve doğru kararlar alabilmesi için kritik bir rol oynar.

Bayer olarak her zaman projelerimizi ve çalışmalarımızı büyük bir hassasiyetle sürdürüyoruz. “Sorumlu reklamcılık” anlayışımızla, yaptığımız tüm iletişim çalışmalarımızda Reklam Özdenetim Kurulu’nun temel ilkelerine bağlı kalarak hareket ediyoruz ve toplumu, toplum sağlığı konusunda doğru yönlendirmek için büyük emekler sarf ediyoruz. Bayer’in temel değerlerinden olan “Dürüstlük” ilkesini de misyon edinerek halka yaptığımız tüm iletişim çalışmalarımızda kanıtlanmış verilerle, yanıltıcı olmayan reklam yaklaşımıyla hareket ediyoruz. 

Bu özelliğimizle de her zaman gurur duyuyoruz. Bu tarz etik ve sorumlu yaklaşımların, şirketlerin topluma olan taahhütlerini göstermesi açısından büyük önem taşıdığını düşünüyoruz.

Önümüzdeki döneme ilişkin hedefleriniz neler?

Gelişme ve büyüme odaklı kapsayıcı çalışmalarımızla, tüm paydaşlarımız ve tüketicilerimiz için en verimli noktada bulunmak önceliğimiz. Her markamızın her ürünü için tüketicilerimizin ihtiyaçlarını dikkate alıyor ve bu ihtiyaçlara göre stratejilerimizi belirliyoruz. Önümüzdeki dönemde de sağlık profesyonellerinin ve müşterilerimizin güvenerek kullandığı, sahiplendiği ve önerdiği markalar olmaya devam ederek, dijital ve AR-GE yetilerimizi daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Yeni iş modelleri, kapsayıcı iletişim çalışmaları ve sosyal sorumluluk bilinciyle sağlık ekosistemine değerli ve güvenilir katkılar sunmayı arzuluyoruz.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Son olarak; sağlık alanında toplumumuzun ihtiyaçlarına daha fazla odaklanmak ve sağlık okuryazarlığını artırmak adına her zaman elimizden gelenin en iyisini yapmak için çalıştığımızı söylemek isterim. Ayrıca, gelecekteki projelerimizde de tüm paydaşlarımızın katkılarıyla daha büyük başarılara imza atmayı sürdüreceğiz. Bayer olarak, toplumumuzun sağlığını önemsiyor ve yaşam kalitesini artırmak için çalışmalarımızı sürekli olarak geliştiriyoruz.

Philips Sonicare App ile Diş Fırçalama Deneyimi Yeniden Tanımlanıyor

Önceki

Vitago Premium Serisinin Yeni Üyesi: Vegan İyot Tablet

Sonraki

İlginizi Çekebilir.

More in RÖPORTAJ